Bundan yıllar önce, 2000’li yılların başlarında, hatta daha eskisinden beri Hürriyet gazetesinde yazdığı dönemden bu yana, uzunca bir süredir, yazılarını zevkle ve keyifle takip ettiğim üstat Özdemir İnce, geçtiğimiz aylarda Cumhuriyet gazetesindeki sütununda daha önce 8 Ekim 2019 tarihinde yine Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Türban Başörtüsü Değildir” başlıklı kendi yazısından alıntı yaparak benzer konu ve içerikli 23 Kasım 2021’de yayımlanan “Sözcükler Yani Kelimeler Çok Tehlikelidir” adlı yazısına eklemlemede bulunmuştu. Üstat Özdemir İnce, bu konuda devamla türbanın kesinlikle başörtüsü olmadığını ve türbanın kesinlikle siyasal bir simge olduğu vurgusunu keskin biçimde yapmıştı. Yazarın konuya ilişkin görüş ve tespitlerine katıldığımdan dolayı bugünkü yazımda o konuya bir kez daha değinme gereği duyarak bazen kaynak gösterdiğim benzer başka yazılarından birazcık da olsa alıntı yaparak ben de şu türban başörtüsü meselesine bir kez daha azıcık girmek, kendimce irdelemek istiyorum. Siyasal İslamcılar bence yıllar yılı bir tür hile yaparak aslında siyasal İslamcıların üniforması olan türbana “başörtüsü” dediler ve dedirttiler, bunda da bugün itibarıyla büyük ölçüde başarı sağladılar. Ancak benim gibi Cumhuriyetçilerin önemli bir çoğunluğu bu tuzağa düşmediler, kanaatindeyim. Başta Özdemir İnce gibi konuyu iyi bilen ve irdeleyenler olmak üzere Anadolu’da Türk kadınının geleneksel örtüsü olan başörtüsüne değil, türbana karşı çıktılar. Tunuslu şair ve filozof Abdelwahab Meddeb (1946-2014) başörtüsü ile türban farkını yıllar önce bir makalesinde şöyle açıklıyordu: “Geleneksel başörtüsünden ideolojik başörtüsüne (türbana) geçildi. Daha önce Pakistan’daki Hindistan’daki başörtüsü sariye benziyordu. Fas’taki ise cebellaya benziyordu. İkisinin arasında bir benzerlik yoktu. Bugün, başörtüsü ya da hicap, Endonezya’dan Paris’e, İstanbul’a kadar aynıdır. Türban yani türbanın geleneksel başörtüsü ile hiçbir ilişkisi yoktur. Türban hemen her yerde siyasal İslam’ın simgesi oldu. Evrensel amaçlı bir üniforma oldu. Henüz bu savaş toplumsal anlamda tam olarak kazanılamadı ama Müslümanın aklı, mantığı bu konuda da İslamcılığın etkisine girdi. Böyle bir etki toplumsal anlamda bence son derece tehlikelidir.” Türban, daha önce de işaret ettiğim gibi İslamcılığın evrensel boyut kazanmak için kullandığı en önemli silahtır. Başörtüsünün öteden beri ‘Tanrı buyruğu’ yani ‘Allah’ın Emri’ olduğunu ileri sürüyor. Ama bu konuda önemli İslam bilginleri ve düşünürleri ifade edilen o sözlerin gerçeği yansıtmadığını ifade etmektedirler. Kuran’da başörtüsünü zorunlu kılan özel ve özgün bir ayet yoktur. Nur Suresi 31. ayetini tanık göstermeleri de mümkün değildir. Nur Suresi 31. ayet: “Söyle inanan kadınlara: Harama bakmaktan sakınsınlar ve cinsel organlarını (ferçlerini) saklasınlar. Örtülerini göğüsleri üzerine indirsinler.” Diye buyurmaktadır. Bu ayet dilimize mealen türlü türlü tercüme edilmiş. Ama Muhammed bin Hamza 15. yüzyılda yani 1400’lü yılların ikinci yarısında konuyu saptırmadan Nur suresi 31. Ayeti şöyle çevirmiştir: “Dakı eyit mu’mine avratlara :Örtsünler gözlerinin bir nicesin, dakı saklasınlar ferçlerini. Dakı göstermesinler bezeklerini… Dakı bıraksunlar derinceklerini göncükleri üzre…” (Kültür Bakanlığı Yayınları, 1976 yılında yayımlanan) Günümüz Türkçesi ile şöyledir: “Ve söyle inanan kadınlara :Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve saklasınlar cinsel organlarını. Ve göstermesinler zinetlerini (süslerini)… Ve yakaları (göğüsleri) üzerine bıraksınlar başörtülerini…” Buradaki Derincek “başörtüsü” anlamına geliyor. Ama bu başörtüsü, kadınların, erkeklerin, Putperestlerin, Yahudilerin, Hıristiyanların, Müslümanların güneşten ve çöl kumlarından korunmak için başlarına örttükleri geleneksel örtüdür. Bugün de var. Kuran, “başınızı örtün” demiyor, “başınızdaki örtüyü çıplak göğsünüze indirin, salın” diyor. Çünkü İslam dan önce putperest Arap kadınları göğüslerini örtmüyorlardı. Türban Anadolu kadınının geleneksel başörtüsü kesinlikle değildir. Siyasal İslamcıların sözde cihat simgesidir!...
Türbana başörtüsü demek Hamas, Taliban, IŞİD, El Kaide gibi ve onların türevi olan ‘Selefi siyasal İslamcı sapkın, cahil’ zihniyetin tuzağına düşmek demektir, diye düşünüyorum. Bilmem anlatabildim mi?..
Yorum yapın