Huzurevinde yaşayan insanlara tekrar 21 yaşında olsan ne yapardın diye bir soru soruluyor. Kimi dünyayı gezmek isterdim diye cevap veriyor, kimi de yaptıklarımın aynısını yapardım diyor.
İşte yaşlıların verdiği bazı cevaplar:
**Düzenli spor yapardım.
**21 yaşıma zaman olarak geri döneceksem Bitcoin alırdım.
**21 yaşıma an itibariyle döneceksem yurt dışına çalışmaya giderdim.
Çok üzücü yanıtlar içeren bir soru aslında “tekrar 21 yaşında olsaydın ne yapardın?” sorusu… İnsan ömrünün boşa geçmiş olduğunu düşünmek istemiyor fakat zaman da akıp gidiyor elimizden ve zamanın kıymetini bilmek lazım.
**Kazandığım paranın bir kısmını bir kenara koymaya başlardım.
**Zamanımı daha ölçülü, dikkatli, verimli geçirirdim.
Gördüğünüz gibi verilen cevapların çoğu bir pişmanlığın sonrasında düzeltilmek istenen şeyler aslında.
**Önce SGK girişi yapardım.
**Babamla daha etkin ve doğru bir ilişki yürütürdüm.
** O yaşta dünya benim etrafımda dönüyor sanıyordum, sanırım aynı hataları yine yapardım.
**Daha az kaygılı olmak isterdim, böylece korkmadan daha fazla tecrübe edinebilirdim.
**Kaygılandığım, gözümde büyüttüğüm şeylerin ne kadar çözülebilir ve önemsiz olduğunu fark ederdim.
**Daha az bilgisayar oyunu oynamalıydım.
** Dünyayı gezmek isterdim.
** İngiltere’de yaşardım.
** İlk aşkımla evlenmek isterdim.
** Picasso’yla tango yapmak isterdim.
Evet, siz olsaydınız ne yapardınız?

GERÇEKLERİ GÖRMEMEK
"İnsan bazen duygularına yenik düşer, gerçeği göremez. Önemli olan, gerçeği görememek değil; görmeyi istememektir.“
İnsanların birçoğu gerçekleri görmek, duymak istemez. Bu neden böyle olur? İnsanlar bu bilgileri niye reddeder, niye mücadele ederler?
1-Bu bilgilerin, psikolojik açıdan bakıldığında hazmı pek kolay değildir. Çünkü bunlar kabul edildiğinde hayata olduğu gibi devam edilemez. Beyin, yıllar içinde topladığı bilgileri yeniden düzenleyip yeni bir programa başlaması gerektiğini fark edecektir. Beyin karşı çıkacaktır. Bu oldukça güçlü bir zihinsel çaba isteyecektir. Bundan kurtulmanın en kolay yolu karşı çıkmaktır.
2-İkincil sebep egodur. Kişinin egosu yüzünden sizinle ve bilgilerinizle mücadele edecektir. Çünkü onun sözleri daha değerlidir. Egolarını koruma adına gerçekleri inkâr edeceklerdir.
3- Birçok durumda da insanlar hayatlarından o kadar memnundurlar ki ondan vazgeçip dünyada olan bitenlerle ilgilenmek istemeyeceklerdir. Kendilerine odaklı yaşamaktadırlar.
4- İnsanların çoğu bağını koparmak istemiyor. Çoğu o kadar durağan ve umutsuzca sisteme bağlı ki, onu korumak uğruna savaşacaklardır.
5-Sistemin sesine inanıp değer veriyorlardır. Sistemin sesi nedir? Medya! Dünyadaki en başarılı hipnozcu odanın köşesinde ki tahta kutudur. Yani televizyon! Aralıksız bir şekilde neyin gerçek olduğunu bize o söyler.
6-Gerçekleri duymak istemezler. Zaten gerçekler anlatılmaya başlanıldığında “olur mu öyle şey, ben şöyle biliyorum, böyle gösteriliyor, bu kadar insan yanlış mı biliyor?” vb. açıklamalarla savunmaya geçer.
Gerçekleri görmemek; gözünün önünde duran, at nalı gibi gerçeği görmeyip, olmayacak şeyleri dolambaçlı hale getirip, hiçliği çözmeye çalışmak ve ne aradığını unutmakla sonuçlanır.
Bazen de insanlar gerçekleri görse de kabul etmek istemez. Gerçekler neden fikrimizi değiştirmiyor? Ve neden birileri yanlış veya hatalı bir fikre inanmaya devam ediyor? Bu tartışılması gereken bir konudur.