TATİL VE OKUMAK ÜZERİNE

Okumayı bilirseniz, 
acı en iyi öğretmendir.
  
Üzülerek belirtmek istiyorum ki daha önce defalarca yazdığımız ve söylediğimiz gibi maalesef okumuyoruz. Ne gazete, ne dergi hele hele kitap hiç okumuyoruz. Nüfusa göre okuyan insanımız çok az. Varsa yoksa internet, telefon ve televizyon. Ülkemizde insanların kitaba ayırdığı zaman, televizyona ayırdığı zamanın çok gerisinde kaldı. Ülkemizde geçtiğimiz yıl 50 binin üzerinde yeni kitap basılmış, fakat yapılan araştırmalara göre Türkiye dünya sıralamasında kitap okuyan ülkeler arasında son sıralarda yer almaktadır. 
Son araştırmalara göre ülkemiz insanı kitap okumaya günde bir dakika ayırırken, günde altı saat televizyon seyrediyor. İngiltere ve Fransa da insanların yüzde 21'i, Japonya'nın yüzde 14'ü, İspanya'nın yüzde 9'u düzenli kitap okurken, Türkiye'de yalnızca on binde bir kişi düzenli şekilde kitap okuyor. Yine basından öğrendiğimize göre çocuklara kitap hediye edilme sıralamasında bile Türkiye 180 ülke içerisinde 140. Sırada yer alıyor. 
Bir başka sıralamaya göre 80 milyonluk genç nüfusun ağırlıklı olduğu Türkiye de kişi başına 8 kitap düşüyor. Buna karşılık TV izlemeye ortalama 6 saat, internete bağlanmaya 3 saat ayırıyoruz. 
‘Türkiye'nin okuma alışkanlığı’ isimli çalışmaya göre de Türkiye de ihtiyaç maddeleri sıralamasında kitap 235. sırada yer almaktadır. Yine yapılan başka bir araştırmaya göre de ülkemiz gençliği günde yedi saat internet başında vakit geçirirken günde sadece yedi dakika, evet yedi dakika kitap okuyormuş. Gerçekten çok acı ve düşündürücü bir durum bu.
Büyükler, anne baba evde kitap okur çocukları da küçük yaşta daha ilkokula giderken kitap okumaya alıştırırsa bu büyüyünce de aynen devam eder. Ama ne yazık ki günümüzde büyükler, anne baba okumuyor ki çocuklar da onlardan görsün okusunlar. 
Gençlerle zaman zaman yaptığımız sohbetlerde onlara neden okumadıklarını sorduğumda verdiği cevaplar işin ne kadar ciddi ve üzücü olduğunu ortaya koymaktadır. Gençler-Biz aklımıza takılan ve cevabını aradığımı yada bilmediğimiz bir şeyin cevabını açıyoruz interneti orada kolayca buluyor, bir yandan da eğleniyoruz onun için neden gazete kitap okuyalım ki?- diye ifade ediyorlar. Belki onlar da biraz kendilerine göre haklı olabilirler ama ben de her defasında onlara şunu söylüyorum:
-Bakın gençler dediğiniz doğru aradığınız her şeyin, her sorunun cevabını internete kolayca bulabilirsiniz ama okuma kültürünü ondan alamazsınız. Sizin için çok önemli olan okuma kültürü ancak kitap okuyarak elde edilebilir. Biz bunu söylüyoruz ama maalesef sadece lafta kalıyor.
Okumayla ilgili ufak ama güzel bir hikâye okudum, benim çok hoşuma gitti ve siz okuyucularımla paylaşmak istedim,
Bir baba kızına kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek için ödül vermek istemiş ve :-Kızım eğer sana verdiğim şu kitabı okur, bitirir özetini bana anlatırsan sana 20 milyon lira vereceğim demiş. 
Bu teklif çocuğun çok hoşuna gitmiş ama kitap okumayla da pek arası yokmuş. Bu sebeple en iyisi ben bu kitabın özetini kütüphaneden araştırıp bulayım, onu iyice ezberleyeyim, babam okudun mu diye sorunca da o özeti anlatır, diye düşünmüş. 
Ve çocuk gitmiş kütüphaneden babasının okuması için verdiği kitabın özetini bulmuş. İki sayfalık bu özeti iyi bir şekilde öğrenmiş. Tabii bir hafta da babası anlamasın diye beklemiş. Bir hafta sonra ‘Babacığım ben kitabı okudum ödülümü verir misin?’ diye sormuş. 
Babası kızından kitapta geçen konuyu anlatmasını istemiş. Ve çocuk güzel bir şekilde anlatmış. Ardından tekrar ödülü istemiş babasından. Ama babası hiç oralı olmamış ve beklemediği bir tepki vermiş kızına.
-Sen bu kitabı okumamışsın kızım, beni kandırıyorsun, çünkü eğer okusaydın kitabın içine koyduğum 20 milyon lirayı bulurdun. Şimdi yine bir tatil dönemine giriyoruz çocuklarımız gezsinler eğlensinler dinlensinler ama lütfen biraz daha dikkatli olalım günün büyük bir zamanını internetin başında değil biraz da gazete, yazı ve kitap okumakla değerlendirsinler.