Önce büyük bir parantez açalım….
Başlığın “borçlu ol” kısmı…. Hukuki boşlukları kötüye kullananlarla ilgili, yoksa ekonomik krizden, nakit sıkışıklığından, işleri bozulan dar gelirli, esnaf, kobi, fabrikalardan bahsetmiyoruz; öylesine bir “yanlış anlama ve çekiştirme” hastalığına takılıyız ki; “vay sen icralık olan vatandaşa mı laf yapıyorsun” diyenler muhtemelen olabilir yazının tamamını okumadan, onlaradır büyük parantezimiz. 
Evet… 
Maalesef…
Türk Hukuk Sistemi’nde…
Sadece hukuk sistemi de değil muhatap, devlet sistemimizde “yapanın yanına kar kaldığı” abuk sabuk dönemlerden geçiyoruz.
İnfaz sistemi saçma sapan.
Ceza veriyorsunuz; idam idam istiyor bazılarımız münferit bir olayda kızıp…
Yahu, infaz sisteminde “ağırlaştırılmış müebbet hapis verdiğini müebbet yatıramıyorsun” diyorsun, kızıyorlar…
Yemin sistemi komedi dizilerini geçti.
Yemin ediyor herkes.
Mahkeme önünde şahidin ettiği yemin en masum yalan kaldı, milletvekili yemini ediliyor…
Anayasa’ya bağlı kalacağıma diyorlar…
Anayasa’yı ihlal edip, ülkenin Anayasası’nı ilga etmek, ülkeyi bölmek için çabalıyor bazıları…
Denetleme sistemi abuk.
Sayıştay kamu kurumlarını, belediyeleri, üniversiteleri, cumhurbaşkanlığını, bakanlıkları denetliyor….
Usulsüzlük usulsüzlük üstüne…
Olmayacak ne varsa yapılmış.
Tel tel dökülüyor belediyesi, bakanlığı, üniversitesi…
Har vurup harman savur…
Gördünüz mü bir yargılanan?..
Belediyedeki daire başkanlarına falan zimmet çıkıyor yapılan denetimlerde; ödeniyor, kapanıyor ama ötesi…
Esas büyük delikler?
Bile bile hatalara karşı devletin var mı bir kendini düzeltme girişimi?
Var mı bir ciddiyet; görebiliyor musunuz bu dökülüşü toparlatacak irade?
Aksine artık neredeyse Sayıştay raporlarına erişim engeli falan alacak ilgililer, mahkemelerimiz sağolsun her kamu görevlisi veya siyasetçiyle ilgili olumsuz habere şak diye erişim engeli getiriyorlar artık, burası da yakındır nitekim.
Haliyle yargı sisteminde hepimizi isyan ettiren suçlunun ceza alamaması, haklının hakkına kavuşamaması, alacaklının alacağını alamaması gerçekten adalete olan güven ve inancı çok büyük ölçüde zedeledi ve zedelemeye devam ediyor.
Türkiye’de devlet açısından bakarsan; kurallara uyma, anayasayı çiğne, yolsuzluk yap, kadroları doldur,  mevzuatı pas geç ne güzel…
Devletin bakışı bu oldu mu vatandaş da suçlu, haksız, borçlu; ne ala…
Sistem çok kolay rayına sokulabilir.
İlginçtir tık yok.
Erişim engeli çok!
Devlet kendi kapısının önünü temizlemez ve devlet kurumlarına ciddiyet ve hukuka bağlılık getirmez, kimseye hesap sorulmaz ise ülkenin geleceğine dair umut taşıyabilir miyiz?..
Yargı sisteminde suçluysan kimsenin umrunda olmuyor…
Haksızsan karşı taraf adalet kapısında ömür tüketiyor…
Kötü niyetli borçluysan borçlan borçlan “neyini alacak icra?”
O nedenle…
Devletin tüm kademelerinde “çok acele” silkelenmeye ve böyle bir iradeye ihtiyaç var.
Aksi hal, hukuksuzluk içinde tam bir bodosloma gidiş ki nerede, nasıl çarparız bilinmez!