Ağlayarak anlattı, yüz yaşında ihtiyar
Madalya gözyaşları, bu haliyle bahtiyar
Göçe zorlandık sürgün, yalınayak dik başım
Doğuda deprem sanki, Osmanlı Rus Savaşım
Hasta devlet diyerek, parsel parsel böldüler
Dört koldan paylaştılar, ülkemize doldular
Düşmanın ayak izi, olmayan yer burası
Göçten sonra mekanım, şimdi Bozok yaylası
Üç kardeşe üç gelin, onlardan biri babam
Eteğinden tuttuğum, Şirvan’dı benim anam
Güneşin doğduğu yer, yeni dünya burası
Bundan sonra başlıyor, yılların macerası
Çeliğe su verdiler, demir büken bilekler
Üç koldan güç birliği, derya oldu emekler
Zaman içinde zaman, çift çubuk tarla harman
Seferberlik adı, tersine döndü devran
Eli silah tutanlar, toplandı birer birer
Amcam babam gittiler, çocuklar köydeki er
Alyazmalar sallandı, ardından ağladılar
Çaresiz yas tuttular, karalar bağladılar
Köyü eşkıya bastı, halk bölündü ikiye
Ölüm, korku bedeli, geçerliydi takiye
Burda bir ara verip, soluklandı ihtiyar
Cepheden gazi döndü, Osman oğlu bahtiyar
Önce babamı sordum, dedik ki; şehit oldu
Dar siperde ikimiz, çizmeme kanı doldu
Kucağımda uyudu, kanlı bağrında eli
Ölürken gülümsedi, can verirken kederli
Bacağım kopmuş benim, sol böğrümde yaram var
Kendime geldiğimde, koğuş dolu hastalar
Elimi tutan elin, sıcaklığı dostane
Kör lamba ışığında, ilaç kokan hastane
Gazi yaşadığını, anlatmış ihtiyara
Tarihin sayfaları, acı dolu hatıra
Şehitoğlu ihtiyar, bir solukta anlattı
O günleri yaşattı, hepimizi ağlattı
ŞEHİTOĞLU İHTİYAR

Yorumlar
Yorum Yazmak İçin Tıkla
Yorum yapın