Yeni yılın yani 2024 yılının mart ayının son pazar günü gerçekleştirilecek yerel seçimler gerek ülkemiz ve gerekse insanımız için büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda ülkemizdeki muhalefete de bu nedenle büyük sorumluluklar yüklemektedir. Muhalefet partilerinin ve özellikle de ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu tarihi sorumluluğun bilincinde olması ve seçim sürecinde bu duruma uygun davranması, bence yaşamsal derecede önemlidir.
Son günlerde, başta İzmir olmak üzere Ege ve Marmara bölgelerindeki bazı kentlerde ve özellikle Büyükşehir adayı geçen hafta ‘Ahmet Akın’ olarak açıklanmasına rağmen Balıkesir’de, gündemin tamamen bu yapılacak olan yerel seçime ve yerel adaylara odaklandığını görmekte, gözlemlemekteyiz. Bu durumda ister istemez, bizleri ‘yerel siyaset’ konusunda daha fazla düşünmeye, tartışmaya ve düşünce üretmeye yani sizin anlayacağız kafa yormaya itelemektedir. Bu noktada bilhassa belirtmek isterim ki; hiç unutulmaması ve mutlaka göz önünde tutulması gereken gerçeklik, bu yapılacak olan yerel seçimlerin kendine özgü dinamikleri olduğudur. Böylesi siyasal anlamda sıkıntılı ve karışık dönemlerde, yerel siyaset ve yerel toplumsal dinamikler mutlaka ve de ‘ister istemez’ öne çıkmaktadır. Siyasal partiler arasında düşünülen, öngörülen, istenilen ittifak ya da işbirliği çabaları da ancak ve ancak yerelde ve yerel parti örgütlerinin, adaylarını ortak uzlaşılarla belirlemeleriyle ve de dayanışma içinde yapılabilir kanısındayım. Tüm bu gelişmelere koşut yani paralel olarak, elbette ki ‘kent temeline, seçim çevresine odaklı’ yeni bir siyasal yön ve yönteminin belirlenmesi ve bununla birlikte gerçekçi ve yeni bir yol haritasının oluşturulmasının elbette çok doğru olacağını düşünüyorum. Bu yapılacak olan planlamada, şu anda halen muhalefet partilerine mensup belediye başkanlarının yönettikleri şehirler ile iktidar bloğu cumhur ittifakının elinde bulundurduğu şehirler için, çok daha farklı hazırlıklar ve de çalışmalar elbette yapılabilir kanaatindeyim. Dolayısıyla bu durumda muhalefetin mutlak kazanmayı hedeflediği kentler, yerleşim yerleri öncelikli hedef alanları olmalı ve seçim kampanyaları çalışmalarında mutlaka öne çıkarılmalıdır. Bu durumdaki kentler için başkan adayları daha fazla vakit geçirilmeden erken açıklanmalı ve kampanya çalışma programları erken oluşturulmalıdır. Yerel seçimlerde, öncelikle mutlak kazanılması hedeflenen belediye başkanlıklarının kazanılmasına yönelik ve bunu mutlak başaracak, sonuç alabilecek isimlerin ivedilikle aday gösterilmesi öncelikle sağlanmalıdır. Bu bağlamda, nerede, hangi isimlerle başarılı sonuçlar alınabileceği ilke ve hedefi mutlaka kaçınılmaz anlamda gözetilmelidir. Bunu sağlamak için de özellikle büyük kentlerde kamuoyu araştırmaları yani anketler ve siyasal ölçümlemeler çoğaltılarak yapılabilmelidir. Bugünler özellikle aralık ayı başından bu yana doğruyu söylemek gerekirse seçim alanlarında tüm bu sözünün ettiğim çalışmaların Balıkesir özelinde birer birer yapılmaya başladığını da gözlemeye başladım. Bu noktada bir kez daha özellikle belirtmek isterim ki; son yapılan Mayıs 2023 seçimlerinden alınan derslerle adayların belirlenmesi ve de açıklanması kesinlikle son ana bırakılmamalıdır. Muhalefet bloğunda yer alan tüm siyasal partilerin, özellikle de ana muhalefet partisi CHP’nin içte ve dışta yaşadığı tüm zorluklara ve sıkıntılara karşın, önümüzdeki yıl mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerde başarılı olabileceğini her şeye rağmen düşünmek istiyorum. Bu da elbette yerelin toplumsal gücünü çok iyi kavramak, çok doğru yönlendirmek ve yönetebilmek, yerel toplumsal tüm dinamik unsurları tam anlamıyla sahaya çıkarabilmek koşuluyla gerçekleşebilecektir, diye düşünüyorum. Büyük olasılıkla yılbaşının hemen ertesinde ilk günlerinde bu konuya dair öncelikle yerel ve de sonrasında genel kapsamda yorum, değerlendirme, öngörü ve önerilerimi ve de elbette gözlemlerimle eleştirilerimi sizlerle kapsamlı biçimde paylaşacağım!..
Yorum yapın