Avrupa da neye şaşıracağını bilmiyor.
Oysa biz onların şaşırdıklarına hiç şaşırmıyoruz.
Bizim şaşırdıklarımız ise onların evreninde yok.
Mesela ülkenin cumhurbaşkanı ile ülkenin ana muhalefet lideri görüşmesine biz şaşırıyoruz..
Dile kolay 15 Temmuz darbe girişiminde bir kez bir araya gelmişlerdi ama olağanüstü haldi, ülkenin dibine dinamit konmuştu… O yüzden bu 8 yıl önceki görüşmeyi kolaylıkla yok sayabiliriz, alın geriye 12 yıl olmuş görüşmedikleri…
12 yıl sonra görüşüyorlar diye başta medya, tüm ahalinin dili çıktı şaşkınlıktan…
Avrupa’da böyle bir şaşırmışlık örneği var mı; yok.
Çünkü orada herkes birbiriyle sık sık görüşebiliyor, konuşabiliyor. Bundan doğal ne var ki, haber değeri bile yok.
Bizde sanki memlekete uzaylı indi; uzaylı sanki muhalefet lideri, cumhurbaşkanı kabul ediyor…
Oysa ne güzeldi partisiz cumhurbaşkanlığı, en azından o zaman bir partiye indirgenmemişti makam.
Partiler üstüydü.
Ne bilelim daha da güzel değil mi partiler üstü olmak?..
Şimdi cumhurbaşkanısın ama sonuçta partilisin…
Ana muhalefet de parti merkezine gitti, şimdi partinin genel başkanı ile mi görüştü, partili cumhurbaşkanı ile mi?..
Neden Beştepe’de görüşmediler?..
Merakın ve şaşkınlığın ötesi yok.
Şaşırdık milletçe, kaç gün öncesi başladı senaryolar, daha kaç gün gündeme konu çıktı…
Avrupalı da neden bu konuya bu kadar şaşırdığımızı anlamaya çalışıyor..
Çünkü onlar başka bir konuya şaşırmakla meşguller şu ara.
Kamu ve mültecilere yönelik harcamalarda şeffaflık olmadığı gerekçesiyle yapılan tartışmalar ülkemizde bir kulaktan girip ötekinden çıkıp gayet sıradan bir ülke normali halinde ya…
İşte Avrupalılar bunu algılamaya çalışıyorlar ve şaşkınlıkları tavan yapmış durumda.
Zira Avrupa Sayıştayı denetçileri Brüksel’in mülteciler için sağladığı fonun bir kısmının usulsüz kullanıldığını raporlamışlar. Rapora, fonla alınıp depolarda çürümeye bırakılan malzemelerin fotoğrafları falan da girmiş.
Avrupa Birliği bu sebeple 8,4 milyon Euro’nun iadesini talep etmiş.
Konunun muhatabı Milli Eğitim Bakanlığı red cevabı vermiş.
Avrupa’nın şaşırması bundan.
Verilen fonların neden usulsüz harcanıyor, neden gerektiği gibi harcanmıyor, alınan ürün ve malzemeler neden çürümeye bırakılıyor, kullanılmıyor.
Şaşırdıkları şeye bak.
Bizde şaşıran oldu mu bu konuya.
Cumhurbaşkanı ile Ana Muhalefet Lideri birbirine neleri hediye etmişler bu daha çok konuşuldu yav…
Daha görüşmeler devam ettikçe bu hediyeleşmeler normal sayılırmış, olağanlaşma halleriymiş.
Aklın bittiği yerde neyi nasıl yorumlayacağımızı şaşırıyoruz…
Cumhurbaşkanı ile Muhalefet Lideri görüşüyor; “tarihi buluşma” oluyor…
Kim Jong-Un gelse bu kadar tarihi olmaz, mümkün değil!
Avrupa Sayıştayı raporlamış, AB para iadesi talep etmiş, bakanlığımız red demiş.
Buna şaşırıyorlar.
Yav bizim kendi Sayıştayımız her yıl ama her yıl ciltleri dolduracak yolsuzluk, usulsüzlük raporluyor; belediyelerin hali meydanda, üniversiteler keza, bakanlıklar öyle…
Şimdi Sayıştay da eskisi kadar özgür değil aslında. Eskiden ciltler doluyordu raporlarıyla; şimdi biraz özete geçtiler her ne hikmetse…
Kendi Sayıştayımız kendi yazıyor ancak kendisi okuyor gibi bir durum var; siz hiç düzeldiğimiz bir alan gördünüz mü bizim?
Avrupa Sayıştayı raporlasa n’olacak, para istese ne?.. Şaşırsınlar kalsınlar.
Ne var ki bunda?