Bazen biri karşımıza geçer, içini döker. Biz de başımızı sallar ‘hı hı’ der geçeriz. Sadece kelimeleri duyarız ama asıl anlatılmak isteneni kaçırırız. Oysa birini dinlemek yalnızca kulakla değil, yürekle yapılan bir iştir.
Geçen gün bir arkadaşım uzun uzun konuştu. Gözlerinde biriken yaşları, kelimelerinin titrekliğini görünce anladım ki; onun ihtiyacı bir çözüm değil, sadece biri tarafından anlaşılmaktı.
İşte o an bir kez daha fark ettim, sadece duymak yetmez. Bir insanı gerçekten dinlemek, onun sessiz çığlıklarını duyup, yükünü paylaşmak demektir. Çünkü insan bazen bir kelimeye değil, bir bakışa, bir anlayışa muhtaç olur. Bazen bir kalbi onarmanın en güçlü yolu, yargılamadan, acele etmeden, sabırla dinlemekten geçer. Kelimelerin arkasındaki duyguyu, sessizliğin içindeki çırpınışı görebilmekten geçer.
Ne kadar çok konuşuyoruz, anlatıyoruz, açıklıyoruz, savunuyoruz…
Ama dinlemeyi çoğu zaman unutuyoruz. Oysa birini dinlemek, ona ‘sen önemlisin, zamanım sana ait’ demenin en güzel halidir.
Bir insanı dinlerken gözlerimize, beden dilimize, sabrımıza kadar her şey konuşur aslında. İçten bir dinleyiş, karşımızdaki insana güven verir, rahatlatır. Çünkü bilir ki, burada yargı yok, acele yok, geçiştirme yok, sadece anlayış var.
Herkesin anlatacak bir hikâyesi, paylaşacak bir derdi mutlaka vardır…
Ama anlatmak da çoğu zaman cesaret ister. Dinlemekse, insanın kendisini değerli hissetmesine vesile olur. İşte bu yüzden birine gerçekten kulak verdiğimizde, sadece sözlerini değil, duygularını da taşırız içimize…
Bazen bir dostumuza, bir kardeşimize hatta bir yabancıya verebileceğimiz en büyük hediyedir dinlemek…
Sözünü kesmeden, aklımızdan cevaplar hazırlamadan, akıl vermeden, sadece anlamak niyetiyle…
Çünkü insan, anlatabildiği ölçüde iyileşir. Ve bazen hiçbir nasihat, hiçbir çözüm, samimi bir dinleyişin yerini tutamaz...
Belki de en büyük iyiliklerden biri, karşımızdaki kişiye ‘seni duyuyorum, buradayım’ demektir…
Söylemesek bile, duruşumuzla, bakışımızla hissettirmek…
Çünkü o anda karşımızdaki kişi ‘Haklısın’ denmesini değil, ‘Seni anlıyorum’ hissini yaşamak ister.
Bir dost, bir kardeş, bir yol arkadaşı olmak işte burada başlar; kalbimizle dinlediğimizde. Kelimelerin ötesine geçebildiğimizde, suskunlukları duyabildiğimizde…
İşte o zaman bir insanın yalnızlığına en güzel dostluğu vermiş oluruz. Çünkü bazen bir yürek sadece şunu duymak ister: ‘Buradayım. Seni duyuyorum. Seni anlıyorum.’
Hayat, birbirimizi gerçekten dinleyebildiğimiz kadar güzelleşiyor. Bir an için susup, sadece kalbimizle dinlemeyi seçelim. Çünkü sadece duymak yetmez; bazen bir insanın en çok ihtiyaç duyduğu şey, sessizce ve içtenlikle dinlenmektir. Belki de birine verebileceğimiz en kıymetli hediye, gerçek bir dinleyiştir.
‘Dinlemek, sadece kulakla değil, yürekle yapılan bir sanattır; bunu hatırlayarak yaklaşalım birbirimize.’
Yorum yapın