Pozitif düşünmek, her alanda hayatı kolaylaştıran, hafifleten ve rahatlatan üstün bir beceri, bir sanat bana göre…
Günümüzde ‘pozitif düşünce’ üzerine dayalı çeşitli programlar var. Özellikle İnternette sıkça karşımıza çıkan videolar, yazılar, bu konu üzerine yazılmış kitaplar…
Aslında bunlar ‘yeni moda bir akım’ gibi gözükse de eski zamanlardan gelen ve büyüklerimizin de hep söylediği “iyi düşün, iyi olsun, kötüyü çağırma” sözlerinden pek de farklı olmayan anlatımlar…
Her durumda pozitif düşünen, hele ki doğuştan pozitif olan insanlar ne kadar şanslılar!..
Elbette onlarda diğer herkes gibi hayatın zorluklarıyla karşılaşıyorlar, karşılaştıkları zorluklarla mücadele ediyorlar. Her ne kadar ‘şen şakrak’ pozitif, iyi insan olsalar da onlarında içlerinde zaman gelir fırtınalar kopar. Ama genellikle pozitif oluşlarıyla sorunların üstesinden daha kolay gelebilirler…
Ya da bazen içlerinde biriktirirler, etrafa karşı iyi ve pozitif olmak adına…
Pozitif insan; her olayı olumlu yorumlayan iyi insandır. Genelde bu insanlar için mantık, hiçbir şekilde şikayet etmemekle, sürekli gülümsemekle, asla yorulmamakla, asla bunalmamakla, her şeye katlanmakla, her yükü taşımakla eş değerdir…
Negatif ve kötü insan olmamak adına bir gün dahi ‘of’ demezler. Kendileri için bir şey istemezler. Böyle bir iyiliğin, pozitifliğin de kendilerinden başka herkese faydası vardır. Bu kadar iyi ve pozitif olmak için kendini hırpalamasının adı kölelikten başka bir şey değildir!..
Zaten bu şekilde de karşısındakiler için sadık bir köleden farkı olmaz ve bu girdaptan da hiçbir zaman kurtulamaz. Hep denildiği gibi; ‘hayatta her şeyin bir sınırı vardır’ olmalıdır da!..
‘Her şey kararında yapıldığında güzeldir!
İnsan önce kendisine iyi olmalı, kendini hiç hırpalamamalı. Sonuçta ne kadar iyi ve pozitif olursa olsun, en ufak bir ‘başkaldırı’ da adı nasıl olsa kötüye, asiye çıkacaktır…
Önce saygıyı sonra sevgiyi ‘düstur’ edinerek, kendi haklarımıza dokundurtmadan, çevremizdekilerin haklarına da dokunmadan, insan olmanın haklı gereklerini talep ederek, talep ettiklerimizi de yaşayarak ve yaşatarak iyi insan olabiliriz!..
Önce kendimizi sayıp sevmeliyiz, sonra da çevremizdeki saymalıyız, sevebildiklerimizi de sevmeliyiz!..
“Sevgisiz saygı belki olabilir ama saygı olmadan bir sevgi asla düşünülemez!..”
Unutmayalım ki; ruhuyla barışık ve dolayısıyla da bedenen güçlü bir kişi, etrafındakiler içinde bitmek bilmeyen bir enerji kaynağıdır!...
Yorum yapın