“Disco disco partizani” iyi seçim şarkısı olurdu aslında, niye hiçbir parti düşünmemiş acaba, güzel de çevrilip yeni sözlerle baştan yaratılabilir, hangi parti olursa olsun değişiklik katabilirdi, tavsiye ediyoruz bu şarkı tam bizlik…
Partilerimizi çok seviyoruz çünkü…
Tüzüklerine baksanız hepsi birbirine yakın..
Fiiliyata bakın hepsi birbirini boğacak!
Ülkeyi bölmek isteyenin partisi var, laik sistemi yıkıp kadınları eve tıkıp, kızları çocuk yaşta evlendirmek isteyip, şeriat getirmek isteyen var.
-mış gibi yapan var.
-miş gibi yapan var.
Seçim sürecindeyiz yine.
Tarih boyunca polis devleti, hazine devleti, jandarma devlet, sosyal devlet vs vs bir çok devlet yapısı çıkıyor insanlığın karşısına…
Bir de parti ile devlet birleşti mi parti devleti oluyor ki burada kavramlar birbirine karışıyor, yok oluyor.
Devlet gidiyor hükümet geliyor; hükümet bile gidiyor, parti geliyor…
Cumhurbaşkanlğı Hükümet Sistemi’ne geçildiğinden bu yana devlete ilişkin bilinen ne kadar kurumsallık varsa hepsi parti’sel hale döndü.
Haliyle de parti’zanlık patladı gitti.
Her yıl parti değiştiren olduğu gibi taban tabana zıt partilerin taban tabana zıt partilerden aday transferlerini görüyoruz.
Her şey karmakarışık bir hale döndü Türkiye’de.
Ve önümüzdeki seçimler her ne kadar yerel seçimler olsa da bir tarafta parti ve adayların direkleri, duvarları, bilboardları süsleyen reklamları yanında öteki tarafta neyi görüyoruz?
Sayın Cumhurbaşkanımızın reklamlarını.
Yani bir ilin küçücük ilçesinin belediye başkanı seçilirken bile o küçücük ilçenin direklerinde Cumhurbaşkanı reklamları.
Haksız rekabet bu olsa gerek.
Ama gerçekten tuhaf gelmiyor mu?..
Hadi anayasaya göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanlığı makamı, partili cumhurbaşkanına dönmekle yok oldu gitti anladık!
Bu bağlamda genel seçimlerdeki partili cumhurbaşkanı etkisini de haliyle anladık.
Lakin önümüzdeki yerel seçim yav.
Yerel seçimde, vatandaşın yaşadıkları beldenin belediye başkanını seçerken Cumhurbaşkanlığı makamının bu kadar seçime dahil olması normal midir?..
Genel seçimde elbette partili cumhurbaşkanı partisinin iktidarda olmasını ister de yerel seçimde de bu kadar partiselliğe kayması devletin tümüyle partizan hale dönüşmesine sebep olmuyor mu?..
Gerçekten doğru olarak makul ve haklı görülebilir mi bu tablo?..
Parti devletine dönmek tehlikeli, partizan bir devlet halini almak ise daha tehlikelidir.
Sadece bugün açısından düşünmeyin lütfen, genel anlamda, yarınlarda böyle bir oluşum, ülkede yaşayan bireylerin tümü için güven sarsıcı bir sonuç doğurmayacak mıdır?..
Siyasetin koltuk sebepli kopuşunun ve siyasetçinin toplumdan uzaklaşmasının faturasının nelere mal olduğunun farkında olmayan yegâne kesim de yine siyaset arenasında rol kapmaya çalışan siyasetçiler!
Şunun şurasında seçime sayılı günler var ve kamuoyunun gündeminin öncelik sırasında belki de ilk kez seçim yok.
Vatandaşın ilk konuştuğu ve ana gündem maddesi geçim sıkıntısı.
Bunu görmeyip parti’zanlık halinin koltuk endeksli devam etmesi ise gerçekten hazin.
Bu gidişle geleceğe aktaracak hiç “doğru”muz ve hiç “etik” ilkemiz kalmayacak farkında mısınız?..
“Disko disko partizani” ile nereye kadar?