İlkokul yıllarım yani 1970’ler, yine aynı yıllarda ortaokul yıllarım ve 1980’lerin başı lise yılları ve ardından diploma sahibi olamasam da üniversite yıllarım. İşte 17-18 yıllık o süreçte bugünkü yazımın başlığındaki o soruları çok duydum, çok okudum, çok sorguladım, yanıtlar aradım. Gericilik nedir, gericiler kimlerdir? Bugün geldiğim noktada o soruların yanıtı kafamda şu cümleyle oluşmuştur; Gericilik; adı üstünde toplumu bütünüyle geriye götürmektir. Şöyle ki; Dünya düzeninin 500 yıl gerisinde kalmış Osmanlı’yı 1500 yıl geride kalmış din esaslı ve temelli toplum düzenini günümüzde hortlatarak yeniden tesis etmeye çalışanlara gerici denilmekte, denilmelidir!..

Türk kadını Cumhuriyet düzeniyle bireysel, toplumsal ve kamusal anlamda özgürlüğüne kavuşmuştur. Kanaatim odur ki; Türk kadınlarının büyük ve önemli bir bölümü Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde kavuştuğu özgürlüğünü ne 500 yıl öncesinin ne de 1500 yıl öncesinin katı kural ve baskılarına kurban edilmesine izin vermeyecektir. Şu gericilik meselesine daha bilimsel ölçekte bir yorum getirmek gerekirse; Gericilik: İnsanlığın yüzyıllar içinde kazandığı haklarını, toplumların eşitlik ve özgürlük birikimlerini yok sayan, bağnaz düşünceler bütünüdür. Diye tanımlanmaktadır. Bir başka deyişle aydınlanma karşıtlığı, dini kurallara dayalı bir toplum özlemi gericiliktir. Değerli okurlarım, her türlü siyasal ve ideolojik içeriği bir yana bıraksak bile “ileri” ve “geri” kavramları, bir aritmetik ölçüye, bir tarihsel sürece, bir insan evrimi çizgisine göre düşünülmek zorundadır. Şimdi gelelim insanlığın birbiriyle iç içe geçmiş olan, birbirlerinin sebep ve sonuçları olan üretim biçimi, siyasal rejim, siyasal düşünce ve ideolojik evrim çizgisine…

Burada birinci aşama üretim biçimidir: Toplayıcı artı Avcıdır. Toplum yapısı, rejim: Göçebe, aile, aşiret. İdeoloji/İnanç: Paganizm. İkinci aşama ise; Üretim biçimi: Tarımdır. Toplum yapısı, rejim de: Yerleşik monarşi ile İdeoloji/İnanç: Tek Tanrılı dinler, mezhepler, tarikatlar düzlemine oturtulmaktadır.

Üçüncü aşamada üretim biçimidir: Tarım artı sanayi ana unsurlarıyla toplum yapısı, rejim temelinde Ulus devlet, demokrasi denemeleri, seçimle değişen yöneticiler. İdeoloji/İnanç: Tek Tanrılı dinler, mezhepler, yükselen milliyetçilik, temel hak ve özgürlüklerin tomurcukları olarak sayılabilir. Dördüncü ve son aşamada ise üretim biçimi: Tarım artı sanayi artı bilişimdir. Bilişim derken robotik ve yapay zeka unsurlarını kast ediyorum. Bu da Toplum yapısı, rejim düzleminde, eşitlikçi, katılımcı demokrasiyi işaret etmektedir. Bu doğrultuda denklem; İdeoloji/İnanç: Tek tanrılı dinler, mezhepler artı milliyetçilik ve bütün kimlikler için eşit temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan, yükselen eşitlikçi Laik, Demokratik, Hukuk Devletidir. Bu evrim sürecine göre: İster Hıristiyan olsun, ister Müslüman, tüm monarşi idareli din devletleri, dördüncü aşamasına ulaşmış olan insanlığın ikinci aşamasında, “GERİDE” kalmış olan bir devlet biçimi ve toplum yapısıdır. Bu toplum yapısını ve devlet düzenini benimseyen ve fırsatını bulduğunda geriye getirmek isteyenlere de ‘GERİCİ’ denmektedir. Bilmem anlatabildim mi?..