ORUCUN BEDENİMİZE FAYDALARI ve OTOFAJİ

Yoshinori Ohsumi, hücrelerin yenilenmesi için yaşlı hücrelerin parçacıklarının imha edilmesinin gerektiğini, bunun da uzun süre aç kalarak mümkün olduğunu belirttiği teziyle 2016 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü aldı. Böylece “otofaji” kelimesi daha çok kullanılmaya başlandı. Alınan bu ödül “oruç” ibadetinin ne kadar önemli ve sağlıklı olduğunu bir kez daha gösterdi. Uzun süre aç kalmak sağlığı bozmuyor aksine vücut için sayısız faydalar sağlıyordu. Otofaji ve açlık kavramını açacak olursak:
Auto (kendisi) ve phagein (yemek) anlamına gelen iki kelimeden türeyen ‘autopagy’, yeni ve daha sağlıklı hücreler elde etmek için vücudun hasarlı hücrelerini temizleme yolunun tanımıdır. Bu durum, daha çok hücrenin programlı ölümü olarak bilinmektedir. Hücreler belli sayıda bölündükten sonra ölmeye programlanıyor. Eskiyen hücrelere proteinleri parçalayacak enzimler gönderilerek, eski hücre zarları ve hücrenin içindeki diğer parçacıklar proteinlere dönüşmektedir.
Hücrelerin aç bırakılması otofajiyi tetiklemektedir. Açken ilk üç dört saatte kan şekeri düşer. İnsülin seviyesinde düşme olur,12  - 14 saati geçen açlıklarda 24 saat arasında aç kalındığında vücuttaki şeker depoları biter ve yağ yakmaya başlar. Böylece “sirtuin” adı verilen gençlik geni aktive olur sonra gençlik hormonu ortaya çıkar ve yenilenme başlar otofaji başlamaktadır yani hücreler yenilenir. Bu esnada beyinden salgılanan bir hormon olan “brain derived nörotrofik hormon” yenilenmeye eşlik eder. (Brain derived nörotrofik hormon güneş doğarken en fazla miktarda salgılanır, bu yüzden şafak vakti uyanık olmanın yenilenmede çok büyük rolü vardır.) Gıda aldığımız zaman kan şekeri yükselirken, enerjinin hücrelerde depolanmasını sağlar. Sadece tek bir nöronda 2 milyon Gigabyte’lık bilgi hazinesi vardır. Beynimizde 100 milyar nöron olduğunu düşünürsek bu yenilenme beynimiz için de inanılmaz mucizeler yaratır. Tüm bu hormonlar Alzheimer, Parkinson, bunama, epilepsi gibi hastalıkların da önüne geçer. Aynı zamanda DNA’mızın da frekansı yenilenir. Oruçla birlikte immun sistemimiz gelişir ve hastalıklara karşı direncimiz artar, kanser riski azalır, yaşlanmayı geciktirir.
Yaşamımız esnasında vücudumuzda serbest radikaller dediğimiz bir takım artıklar kalır. Bunlar oldukça zararlıdır. Bağışıklık sistemini zayıflatır, kanserojendir, enfeksiyonu arttırır, yaşlandırır ve nörolojik hastalıklara sebep olur. Tıp sektörü yılda 150 milyar dolarlık Ar-Ge araştırmaları ve ilaç çalışmalarıyla serbest radikallerin vücuttan atılması için çalışmalar yapmaktadır. Oysa oruç tuttuğumuzda bedenimiz için adeta bir temizlik yapılmaktadır. Ohsumi’nin bu araştırmaları ışığında birçok hekim tedavilerine “Aralıklı Oruç” u da eklemiştir. Hastalığı olan kişilerin kontrollerinin yapıldıktan sonra değerlendirilmesi en doğru olandır.
Beden için çok büyük faydaları olan orucu Allah’ın emri olduğu için tutmaktayız. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Ademoğlu’nun her ameli kendisinindir, yalnız oruç müstesna. Onun mükafatını verecek olan da benim”. Bedensel faydalarının yanı sıra manevi olarak da bizi arındıran oruç, Müslümanlar için adeta bir hediyedir yeter ki bunun idrakiyle yaşayalım.