ORTAK AKIL İLE AYDINLANMA OLMAZMIŞ!.
Evet, bu görüşün sahibi Özdemir İnce’dir, ben değilim. Ancak bu görüşe de katılmıyor, hak vermiyor değilim. Geçenlerde üstat Özdemir İnce bu konuyu uzun uzadıya kaynak göstererek anlatan bir yazı kaleme almış, bu yazı da Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı. Özdemir İnce bu yazsında Kültürel anlamda aydınlanmanın ortak akıl ile gerçekleşebileceğini kesinlikle reddediyor. “Her akıl tektir ve bağımsızdır!” Diyor. Burada asıl sorunun felsefi ve dilsel sefalette. Yattığını öne süren Üstat İnce, Fransızca, İngilizce ve Almanca gibi dillerin aksine Türkçede sözcüklerin, kimi deyimlerin neredeyse tek anlamlı olduğuna dikkat çekiyor. Bu türden bir alışkanlıktan olsa gerek herhangi bir yabancı dili iyi bilmeyenlerin o nedenle tuzağa düştüğünü ve o yüzden tek bir anlama sarıldıklarını öne sürüyor. Örneğin; Fransızca “la raison” sözcüğü tek anlamlı yani ‘akıl’ anlamlı değildir. Fransızca “La raison” sözcüğü aynı zamanda “sağduyu, neden, sebep, bahane, kanıt, unvan, amaç” gibi anlamlar da taşımaktadır. Aynı sözcüğün türevi kabul edilebilecek olan ve matematikte ‘ortak çarpan’ anlamında kullanılan “Raisonner” fiilinin anlamı, daha doğrusu taşıdığı yüklü anlamları ise şöyledir; “Düşünmek, düşünce yürütmek, itiraz etmek, usa vurmak” Tüm bu fiiller ve taşıdıkları anlamlar aynı zamanda bir beyin eyleminin ifadesini de taşımaktadır. Yani uzun lafın kısası şudur; ‘Neredeyse hemen her şeyin ortaklığı olur ama aklın ortaklığı olmaz!.’
Ancak birden fazla aklın ürettiği düşünceler ortak düşünceler olarak kabul edilebilir. Yani bu olabilir. Böylesi durumlar da ancak ‘demokratik ve özgür’ toplumlarda mümkün olabilir, olasıdır yani..
O nedenledir ki, ‘ORTAK AKIL’ ile kültürel ve de siyasal anlamda AYDINLAMA’ olmaz, sağlanamaz ama bir topluluğun ya da toplumun bireylerinin kendi bireysel akıllarını iptal edip, teslim olup, yani biat ederek rafa kaldırıp bir tek siyasal liderin aklına kendini teslim etmesi durumu ortaya çıkabilir, o zaman kaçınılmaz olarak..
Böylesi bir rejimin yani düzenin egemen olduğu toplumlarda, o türden toplumların yaşadığı ülkelerde bunun adına ‘TEK ADAM DESPOTİZMİ’ denmektedir, belki de yine kaçınılmaz ve de doğal olarak (!)
Aslına bakarsanız, ‘ortak akıl’ yerine ‘ortak neden’ veya ‘ortak amaç’ deyimi ve dolayısıyla hedefi öncelikli kılınır, eyleme geçirilirse daha doğru olacaktır. Bir defa daha belirtmekte yarar vardır. ‘ORTAK AKIL’ bir despot, totaliter bir siyasal liderin veya kralın, imparatorun, sultanın, padişahın, aşiret beyinin aklı, anlamındadır aslında. 35 yıla erişmeye şunun şurasında beş buçuk ay kalmış olan gazetecilik yaşamım boyunca Türkçemizin doğru kullanımı, doğru yazılması, konuşulması konusunda aşırı hassasiyet gösterdiğimi, göstermeye de devam ettiğimi özellikle belirtmem gerekiyor. O nedenle aynı hassasiyet, yani ‘duyarlılık’ içinde olduğunu gördüğüm, gazeteci ve yazarlarında bu türden yazılarını hayranlık ve beğeniyle takip ediyorum. İşte tüm bu nedenlerle bugün üstat Özdemir İnce’nin bu türden bir hassasiyet taşıyan bir yazısını kısmen alıntılayarak kendi görüşlerim ile harmanlayarak sizlerle paylaşmak istedim.
Lafı daha fazla uzatmadan bitireyim dilerseniz; İnsan beyni kesinlikle akıl ve fikir salgılayan bir organ değildir. Aksine bilgi ve düşünceyi depolayan, akü türünde diyebileceğimiz bir organdır. Örnek vermek gerekirse budala birinin beyni de budaladır. Bu nedenledir ki, despotizmin hatta faşizmin simgesi kabul edilebilecek olan ‘ORTAK AKIL İLE KÜLTÜREL AYDINLAMA’ ancak akılsızlara göre bir slogandan öte gidemez, çünkü gerçek akılda asla karşılığı yoktur!..
Yorum yapın