Ramazan ayı; bir anlamda da oruç ayıdır. Pek çok kişi ise orucu sadece aç ve susuz kalmak olarak görüyor maalesef!..
Oysa ‘ORUÇ’ bundan çok daha fazlasıdır…
ORUÇ; sadece midemize değil, dilimize, kalbimize, gözümüze hatta düşüncelerimize de tutturulması gereken bir ibadettir.
ORUÇ; bize öfkemizi dizginlemeyi, sabretmeyi, irademizi güçlendirmeyi öğretir. Bizi dünya nimetlerinden bir süreliğine uzaklaştırarak, neyin gerçekten değerli olduğunu hatırlatır.
Gün boyu aç ve susuz kalan bedenimiz, akşam ezanıyla birlikte rahatlığa kavuşur. Ama oruç sadece açlığa dayanmak değildir.
ORUÇ; sabrın, sadakatin ve teslimiyetin en güzel imtihanıdır. Çünkü insan her istediğini anında elde etmek isteyen bir varlık. Açlık hisside, sabrı zorlayan en güçlü duygulardan biridir. Ancak oruç bize gösterir ve öğretir ki, sabretmek mümkün. Susuzluktan kuruyan dudaklarımız, sadece Allah için beklemeyi öğrenir. Midemiz boş kalırken kalbimiz dolar, bedenimiz yorulurken ruhumuz güçlenir. Çünkü oruç sadece bir ibadet değil, aynı zamanda kulluğun en samimi ifadesidir.
ORUÇ; sabrın en güzel imtihanıdır. Gün boyunca aç ve susuz kalarak, nefsimizin isteklerine karşı koyarız. Sadece yemek ve içmekten değil, kötü sözden, öfkeden, kırmaktan da uzak durmaya çalışırız. İşte bu, sabrın en güzel eğitimidir. Oruç bize gösterir ki, insan her istediğini hemen elde etmek zorunda değil, bir bardak suya bile kavuşmak için sabır göstermek gerekir. İşte bu sabır, biz aciz kulların Allah’a olan bağlılığını güçlendirir.
ORUÇ; sadece bedensel bir ibadet değil, aynı zamanda ruhumuzun arınması, nefsimizin terbiyesi için bir fırsattır. Peygamber Efendimiz(s.a.v.), ‘Nice oruç tutanlar vardır ki orucundan kendisine sadece açlık ve susuzluk kalır’ buyurarak, bu ibadetin sadece fiziksel bir açlık değil, derin bir maneviyat taşıması gerektiğini bizlere hatırlatır. Oruç sadece midemize değil, kötü sözlere, tartışmalara, kötü bakışlara da engel olmalıdır.
ORUÇ; insana zorluk ve yük değil, bir lütuftur. Böylelikle gün boyunca aç ve susuz kalarak, bir lokma ekmeğe muhtaç olanları daha iyi anlarız. Şükretmeyi öğreniriz. Bir hurmayla oruç açmanın verdiği mutluluk, dünyanın en güzel nimetlerinden bile daha değerli gelir.
Yüce Allah şöyle buyurur: ‘Oruç benim içindir, onun mükâfatını ancak ben veririm.’ İşte bu yüzden oruç, diğer ibadetlerden ayrılır. Çünkü Allah, orucunu tutan kulunu bizzat kendisi ödüllendireceğini müjdelemiştir.
Bu yüzden orucu bir yük gibi değil, bir rahmet ve bir nimet olarak görmek gerekir. Bizler sabır ve sadakatle bu ibadeti yerine getirdiğimizde, sadece aç kalmış olmayız; ruhumuzu arındırmış, irademizi güçlendirmiş, nefsimizi de eğitmiş oluruz…
Oruç bedenimize yük değil, ruhumuza kanattır. Bu bilinçle oruç tutmak duasıyla…
Yorum yapın