ONLAR AYA BİZ YAYA

Toplumsal gidişimiz, ürküntü verecek derecede yozlaştı. Maalesef tahammülsüzlük ve hoşgörüsüzlük, kendi gibi olmayana ya da kendi gibi düşünmeyene yaşam hakkı tanımayacak düzeyde tehlikeli yükselişini sürdürüyor. Otobüste, markette, devlet dairesinde, okulda, evde… Hiçbir yerde farklı olana tahammül yok, ölmeleri mubah gibi yani farklı olan ölse kimse üzülmeyecek gibi.

Okun ucunda kimler var? Birkaçını sayalım: Kitap okuyanlar başta çünkü okuyan insan kul olmaz, birey olur. Araştıranlar çünkü araştıran insan kabullenmez, sorgular ve düşünsel zemini hazırladıktan sonra benimser. Farklı mezhepler, farklı dinler, farklı milletler. Ne çıkar sohbetini paylaştığın adam Hıristiyan’sa, Rum’sa, Alevi’yse hatta hiçbir inanca sahip olmayan bir ateistse? Ne olur yani? Dünya savaşı mı çıkar? Birey olarak, insan olarak hiç kıymeti yok mudur? Onunla yaşanılan ya da yaşanılacak anların hiçbir kıymetiharbiyesi yok mudur?

Herkesin aynı dini düşünce, aynı milli kimlik, aynı siyasi ideolojiyle var olduğu bir ülke ya da bir dünyada neyin önemi kalır? Hiç düşündünüz mü? Her şey aksa, akın önemi kalmaz. Ben ruhsuzluğu reddediyorum. Her şeyin aynı olduğu bir dünya, beni ruhsuzluktan başka bir yere götürmez. Karşımdaki benim gibi düşünmediği, inanmadığı, yaşamadığı için benim düşüncemin, inancımın, yaşantımın anlamı olur. Böyle birey olurum, öbür türlü binlerce çakılın içindeki herhangi bir çakıl gibi herhangi bir et kütlesi olurum. Ben herhangi biri olmak istemiyorum. Kendi farkımı ortaya koyup öyle bilinmek istiyorum. Eminim ki bu toplumun büyük çoğunluğu da bunu istiyor.

Herkesi tek tipleştirme düşüncesi, toplumsal bir intihardan başka bir şey değildir. Farklı düşünen, yaşayan, inanan insanların olduğu bir dünya güzelleşmeye mecburdur. Dayatmanın, baskının, hoşgörüsüzlüğün hüküm sürdüğü bir dünyadaysa ruhsuz yığınlar doğacaktır. Bizleri toplum yapan şey tam olarak bu düşüncedir. Ruhumuz olmadığı sürece bir yığından farkımız kalmaz. Her bireyin kendini gerçekleştirdiği, kendi duygusu ve düşüncesiyle var olduğu bir toplumda herkes mutlu olacaktır. Siyasi düşüncenin, dini inanışın, milli kimliğin insani değerlerin önüne geçmesi; insanları büyük bir mutsuzluğa sürükleyecektir. Yapay zeka teknolojisinin dünyayı şaşırttığı, başka gezegenlere turistik seyahatlerin yapıldığı, endüstride birkaç çağ birden atlanıldığı bir dönemde bu yazıyı kaleme almak trajikomik. Birbirimizin yaşantısından daha önemli şeylere eğilmemiz gerekiyor. Tarım gibi, hayvancılık gibi, teknoloji gibi, bilimsel çalışmalar gibi el atmamız gereken çok daha önemli konular var. Toplumsal var oluşumuz için bu konular daha önemli.