Halk arasında sürekli tekrarlanan bir sözdür; “Öğrenmenin yaşı yoktur!” özdeyişi. İnsan kaç yaşına gelirse gelsin, hep bir şeyler öğrenir. Diyebilir miyiz ki; “ben artık oldum, piştim, her şeyi bilirim” diye. Bence hiç kimse bu kadar cesur olamaz, konuşamaz!..
Çünkü hayat sürekli öğreten ve öğrenileceklerin konusu hiç bitmeyen kocaman bir okul gibidir. Bizleri hayatta en canlı tutan şeylerden birisi de öğrenme hevesimiz değil midir?..
Bebeklikten başlar öğrenme hevesi, kurcalayarak, karıştırarak… Konuşmaya başlayınca ardı arkası kesilmeyen sorular… Çok soru soran, hareketli, meraklı çocuklar ailelerini yorsalar da uzmanlar bunun yaratıcılık ve geleceği için çok önemli ve olumlu bir unsur olduğu kanaatindeler…
Kaç yaşına gelirsek gelelim, kendimizi geliştirmekten ve kişisel gelişimimize yatırım yapmaktan asla vazgeçmemeliyiz. Zihnimizi sürekli aktif tutarak, psikolojimize de olumlu yönde katkı sağlamış oluruz. Böylece beyin yeni şeyler öğrenmeye çalıştıkça daha da üretken hale gelir. Aksi halde ‘rahatımız bozulmasın’ diye öğrenmekten kaçarsak, değişikliklere kendimizi kapatıp sadece alışkanlıklarla devam edersek beynimizde tembelleşir. Nasıl ki beden için fiziksel eksersizler yapıp dinç kalmasını sağlıyorsak; beynimiz ve ruh sağlığımız içinde yeni şeyler öğrenmek, denemek yani zihinsel egzersizler yapmak iyi gelecektir…
Sürekli aynı şeyleri yapan, kendini geliştirmek ve daha fazla şey öğrenmek için hiç adım atmayan kişiler, zamanla kendilerini boşlukta hissedeler. Kaliteli zaman geçirmek yerine zaman öldürür hale gelirler. Zihinsel olarak üretmediğimiz zaman kendimizi dinlemeye başlarız. O zaman da kendimizi tekrara düşeriz. Zihnimizin meşgul olduğu anlarda, hiç aklımıza gelmeyen duygu ve düşünceler, uğraşacak herhangi bir işimiz olmadığı durumlarda ortaya çıkmaya başlar. Örneğin; kaygı, korku, evham gibi duygular, en fazla zihnin boş anlarında kendini gösterir. Öğrenmek sadece okul ile sınırlı değildir. Hayatın içinde her gün yeni şeyler öğrenebiliriz, yeter ki buna istekli olalım, yeter ki isteyelim….
Kendimizi ve zihnimizi geliştirmek adına yapabileceğimiz sayısız örnekler vardır. Bunlardan en az birkaçı mutlaka bize uygun olanıdır, yeter ki isteyelim. Yeni bir kitap okumak, yeni bir elişi kursuna yazılmak, spor yapmak, kısaca bize uygun küçük de olsa bir uğraşı bizi zinde tutacaktır…
Burada önemli olan kendimizi tekrar etmekten kurtulmaktır. Kendini tekrara düşenlerde gözlenen sorun ’bu yaştan sonra ne öğreneceğim ne yapacağım’ bahanesidir. Çünkü onlarda, öğrenmenin bir döneme sıkıştığını düşünme yanılgısı vardır…
Öğrenmeye heves ve iştah olduktan sonra öğrenebilecek şeyler mutlaka vardır olacaktır. Kendimizi geliştirdikçe etrafımıza daha da çok ışık saçarız. Zihnimiz zinde kaldıkça ruh sağlığımız da dengeli olur. Böylece hem kendimize hem de çevremize iyi geliriz…
“Öğrenmeyi bıraktığımız gün, bilin ki çürümeye başladığımız gündür!..”
Yorum yapın