Geçenlerde aklıma geldi, ülke ve Balıkesir siyasetinde bence büyük bir dönüm noktası hatta milat kabul edilmesi gereken 31 Mart Yerel seçimleri sonrasında bu sütunlarda neler, yazıp anlattığımı tekrardan bir gözden geçirmek istedim ve yazı arşivimi açtım baktım.

Örneğin; 31 Mart yerel seçimlerinin hemen ertesinde 4 Nisan’da yine bu sütunlarda yayımlanan yazımda Balıkesir merkezde yer alan Altı Eylül ve Karesi ilçeleriyle Büyükşehir belediyelerinde gerçekleştirilen görev devir, teslimleri sonrasında hissiyatımı şu sözcüklerle tümce haline getirerek şunları yazmıştım; “31 Mart yerel seçimleri geldi, geçti. Büyükşehir’de Karesi ve Altı Eylül belediyelerinde devir teslim de önceki gün itibarıyla yapıldı, yeni başkanlar makam koltuklarına oturdu bile…

Herhalde tekrar burada yeniden uzun uzadıya yazmama gerek yok seçim sonuçlarını hepiniz biliyorsunuz; ‘Cumhuriyet Halk Partisi tüm yurtta ve Balıkesir’de AKP’yi ezdi geçti!..’

Seçim sürecinde onca baskılara, telefonla veya ‘asalak birileri’ aracılığıyla yüz yüze, yolumu keserek defalarca yapılan onursuz ve haysiyetsiz tehditlere rağmen ben yine de yazdım, anlattım, ‘sözde AK Partililerin’ sözümü dinleyecek derecede samimi olduğumu düşündüğüm kimi aymaz aparatlarına, kıytırık da olsa bazı unsurlarına; “bu gidiş, geliş değildir. Gerçeklere dayalı yapılan uyarılara rağmen kibri, havayı, sizden yana olmayan, sizin gibi davranmayan, baskıyla ötekileştirmeye yoğun biçimde çabaladıklarınıza yani bizim mahalledeki ben ve benim gibilere kindarca davranmayın, onlardan nefret etmeyin, sonra pişman olabilirsiniz!” dedim, demeye çalıştım ama hiç dinletemedim anlaşılan!

Bizim mahalledekilerden kastım; Balıkesir’de bizim medyayı, maalesef benim de yaklaşık 36 yıldır içinde bulunduğum bizim medya unsurlarını kast ediyorum, sırası gelmişken anımsatmak istedim. Bir anlamda lisanı münasip ile ‘KRAL ÇIPLAK!’ dedim, demeye çalıştım ama onlar buna karşılık bilhassa bana yapmadıklarını bırakmadılar, gizliden gizliye, adice, haince ve sinsice!..

Samimiyetle abartmadan söylüyorum; eğer 31 Mart’ta Balıkesir Büyükşehir belediyesini, Karesi ve Altı Eylül belediyelerini eğer yine Adalet ve Kalkınma Partisi’ne mensup ‘malum şahıslar’ kazansaydı, ben bugün bu yazımı belki de bu denli rahatlık içinde yazamıyor, sizlerde okuyamıyor da olabilirdiniz. Bu konuda fazla detaya girmek istemiyorum ama ileriki günlerde isteyen olursa bire bir olarak dileyen herkese ayrıntılı biçimde 31 yerel seçimleri sürecinde ‘başıma gelenleri, neler yaşadıklarımı’ uzun uzadıya anlatırım!..

Şimdi gelelim devir teslime dair gözlem, izlenim ve elbette hissiyatıma…

Balıkesir Öğretmenevi binasında yoğun izdiham içinde gerçekleştirilen mazbata töreni sonrasında ALGEM binası olarak bilinen geçici Altı Eylül İlçesi Belediye binasındaki devir teslim töreni, benim açımdan Balıkesir’de görmeye alışık olmadığımız tam demokrasi olgunluğu biçiminde yapıldı. 31 Mart seçimlerinin bağımsız belediye başkan adayı ve bir önceki dönemin Altı Eylül Belediye Başkanı Hasan Avcı bence ‘tam bir demokrat olgunluğu’ içinde görevi yeni seçilen CHP’li Hakan Şehirli’ye devretti. Ben de o an oradaydım ve hem Hasan Avcı’ya hem de Hakan Şehirli Başkanlarıma da söyledim; “Çok duygulandım, keşke diğer devir teslimlerde aynı demokrat olgunluk içinde geçer, dedim ama ne gezer!..”

Sonrasında yine görev devir teslim töreni için Karesi Belediyesi Hizmet binasına geçtik. Eski Askerlik Şubesi olarak bilinen yere yeni yapılan Karesi Belediyesi hizmet binasında devir teslim töreni Altı Eylül’de olduğu gibi ‘demokrat olgunluk içinde’ gerçekleşmedi ne yazık ki!..

Yani şöyle ifade edeyim sizlere…

Karesi Belediyesi’nin önceki başkanı AK Partili Dinçer Orkan bu konuda beni yanıltmadı, dolayısıyla şaşırtmadı, kendisine yakışanı yaptı ve devir teslime katılmayarak kendisine yakışan(!) bir davranış sergiledi. Yazımın bu kısmında hazır yeri gelmiş iken Dinçer Orkan’a dair kısa bir anekdot aktarmak isterim. Daha önce benzer bicinde seçim süreci boyunca çok yazıp anlattığım için ‘Neden, nereden çıktı şimdi bu demeyin lütfen!’

Çünkü seçime sayılı günler kala bu sütunlarda yayımlanan bir yazımda kendimi olabildiğince kısıtlayarak, bir anlamda kendime ‘OTOSANSÜR’ uygulayarak ama dilimin döndüğü, yazabildiğim kadarıyla Dinçer Orkan’ın ta 2019’dan beri ‘yalan yanlış duyumlara dayalı’ benimle kişisel meselesi olduğunu, bana karşı anlamsız biçimde birilerinin dolduruşuna gelip kin güttüğünü, kulaktan kulağa yayılan söylentilere bakılırsa benden nefret ettiğini, 36 yıllık meslek geçmişi olan benim bir gazeteciye karşı toplum içinde fırsat bulduğunda ‘saygısızca’ davrandığını, Tüm bu ve buna benzer nedenlerle Dinçer Orkan’a bu sütunlardan edep ve terbiye sınırları içinde kalmak kaydı şartı ile son bir lafım vardır; “Dinçer Orkan Efendi 36 yıllık dürüst, namuslu ve onurlu bir gazeteci ve en önemlisi şeref ve haysiyetine düşkün bir Balıkesirli olarak sana ne bu dünyada, ne de öteki dünyada hakkımı, eğer varsa ki var, hiçbir şart altında dahi hakkımı helal etmiyorum!”

 Benden yalan yere sebeplerle bu denli nefret edecek, durduk yere beni ona buna ‘ŞİKAYET’ edecek kadar, kibirle ‘nefret dolu sınırsız güç sarhoşu biri’ olduğunu düşündüğüm Dinçer Orkan denilen zatı muhtereme bundan böyle ilelebet verilecek bir selamım dahi yoktur, olmaz da!..

Dinçer Orkan’ın yerine CHP’den Karesi Belediye Başkanı seçilen ‘Mesut Akbıyık kardeşime’ de sonsuz başarılar diliyor, ‘Allah mahcup etmesin’ diyorum. Aynı biçimde devir teslim töreninde bizzat hazır bulunduğum Altı Eylül Belediyesinin yeni seçilen Belediye Başkanı CHP’li Hakan Şehirli’yi de aynı kalbi duygularla içtenlikle kutluyor, başarılar diliyorum. Gelelim Büyükşehir’e orada yapılan devir teslim törenine katılamadım o yüzden gözlem, izlenim ve hissiyatımı aynı biçimde diğerleri gibi yani aktaramayacağım sizlere. Ancak şu kadarını söyleyeyim; Ahmet Akın beş yıl gecikmeli de olsa seçilerek gelip oturduğu Balıkesir Belediye Başkanlığı koltuğunda önümüzdeki beş yıl boyunca layıkıyla oturacak, görevini çok doğru biçimde yapacağına dair inancım tamdır. Ahmet Akın, Balıkesir için hayırlı ve yararlı olsun!..”

Evet, 31 Mart Yerel Seçimleri sonrasında 4 Nisan’da bu sütunlarda bunları yazıp anlatmıştım. Sadece bu yazım değil, 31 Mart sonrası süreçte yeni bu döneme dair daha çok şeyleri bu sütunlarda anlattım ve yazdım. Bunları da sırasıyla önümüzdeki günlerde sizlere yeniden anımsatmak amacıyla tekrardan sizlere sunacağım. Elbette bugün değil önümüzdeki günlerde…