MAZLUM ÜLKEMİN YURDUM İNSANLARI

Adeta ‘yapması gereken denetimleri yapmasın’ diye kanun ve yönetmelik, mevzuat değişiklikleriyle kolu kanadı kırılan Sayıştay’ın 2021 yılı denetim raporuna şöyle bir bakalım isterseniz; Cumhurbaşkanlığı makamının harcaması 3 milyar 710 milyon 801 bin TL. yi buluyormuş! Külliye denilen Saray’ın günlük harcaması ise 10 milyon liranın biraz üzeri imiş! Günlük 10 milyon Lira ha!..

13 uçağı ve 3 helikopteri olan bir politikacı yönetiyormuş memleketimizi...

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ‘uçan saraylar’ diye adlandırılan o uçaklarla ilgili ısrarlı soruları yanıtlarken şunu söylemişti anımsayacaksınız“Cumhurbaşkanlığı makamının envanterinde sekiz uçak bulunuyor.” Söz konusu bu uçakların her birinin yıllık bakım gideri ise 800 bin doları buluyormuş! Diyanet İşleri Başkanlığı’na önümüzde 2023 yılı için 35 milyar 910 milyon 653 bin TL’lik bütçe ayrıldığını öğrendim. Yani yüksek enflasyon altında inim inim inleyen bu milletin cebinden Diyanet’e günlük 98 milyon Lira harcanacakmış önümüzde yıl..

Enerji, çevre şehircilik, dışişleri bakanlıklarını geride bırakan 2023’ün Diyanet bütçesi, terörle, çetelerle mücadele eden  Emniyet’in, istihbaratın, jandarmanın bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’nın bütçesinden bile yüksekmiş!.

Bu durum bana göre ne demektir biliyor musunuz? Hemen yanıtlayayım, şu demektir açıkçası; Dünya üzerinde çocuk, ergen ve genç nüfus katmanlarının yoksulluğunda Kosta Rika’dan sonra ikinci sırada olan Türkiye, lüks araba saltanatında Fransa’yı İtalya’yı geride bırakmış durumdadır. Yani ayranı yok iken içmeye..

Mazlum ülkemin yurdum insanları yani çocukları, ergenleri ve gençleri aç büyüyüp gezerken ülkemin yöneticileri konumundaki politikacıları toplamda 115 bin kamu makam ve görev aracı ile dünya üzerinde en savurgan ülke konumundadır. Bu vahim tablonun başka izahı var mıdır sorarım sizlere.. 

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yendiği dedikodu ve iddialarının ayyuka çıktığı bir dönemde yağmalandığı söylenen milletin hazinesinden geçilmeyen yollara, uçulmayan havalimanlarına yıllardır milyarlar aktarıldı biliyorsunuz!.

Yetmedi, türlü bahanelerle kamu hastanelerinin kimini yıkıp, kimini kapatıp yerlerine devasa şehir hastanesi yaptırarak bu milletin hazinesinin hortumlanmasına acaba yasal kılıf mı bulunmuştur, diye sormadan edemiyor insan!.

Yıllardır söylenen “belki Çalıyorlar ama çok çalışıyorlar” sözünün tam karşılığı karşılığını belki de doğrularcasına ‘yap-işlet-devret’ ya da hazine garantili kamu özel işbirliği projeleri buna örnek değil midir?

Yıllar yapmakla övündükleri, gerindikleri nerede bir köprü, havalimanı, tünel, otoyol, hastane var ise her birinin maliyetinin onlarca misline yapıldığı teker teker ortaya çıkmamış mıdır Allah aşkına!..

Daha geçenlerde Cumhur ittifakı bileşenleri AKP ile MHP el ele verip muhalefetin ilk ve orta dereceli okullarda çocuklara hiç değil ise bir öğün yemek verilsin teklifini reddetmediler mi?.

O önerge ret edilirken Meclis genel kurulunda ret oyu veren o eller, böylesine vicdani, böylesine masumane ve de insani bir teklife nasıl karşı çıkabildiler doğrusu anlamış değilim!..

Yolsuzluktan boğazına kadar batmış kimi siyasetçileri utanmadan aklayan yetmeyip üstüne alkışlayan o eller, beşli çete, azgın azınlık denilen bir avuç zümrenin milyonlarca dolar tutarında olduğu söylenen vergi borçlarını bir kalemde silebilen o eller, yoksulluktan kırılan çocuklarımızın bir öğüncük düzgün yemek yiyebilmesine olanak sağlayacak o öneriye nasıl ‘HAYIR, OLAMAZ’ diyebildiler?.

Bir annenin çocuğunun beslenme çantasına bayatlamış kuru ekmek ve sadece su koyabildiği bir ülkede yarattığınız cehennem halinin yaşattığınız acizliğin sorumlusu sizler değil misiniz?.

Daha yazacak çok şeyler var ama ben daha fazla uzatmadan YAZIKLAR OLSUN! Diyerek bugünlük yazımı sonlandırıyorum..