Paralimpik Oyunlar, engelli sporcuların farklı branşlarda mücadele ettiği uluslararası yarışmadır.
Orijinal haldeki "paralympic" kelimesi; İngilizce, engelli anlamına gelen "paralyzed" ve "olympic" kelimelerinin birleşmesinden ortaya çıkıyor.
Barselona’nın ev sahipliği yaptığı 1992 yılı Paralimpik Oyunlarına ilk defa katılan Türkiye, Paris 2024'e kadar toplamda 38 madalya kazanmıştı.
Paris, Paralimpik Oyunlarında kazanılan 6’sı altın, 10'u gümüş, 12’si de bronz olmak üzere toplamda 28 madalya ile tüm oyunlarda 66 madalyaya ulaştık.
Sayılarla konuşursak ‘paralimpik oyunlarda madalya kazanmaya engel yok’ diyoruz.
Tarihsel olarak sporun sadece sağlam vücuda sahip bireyler tarafından yapılabileceği önyargısı bulunuyor.
Vesile Yılmaz Anatca, bu önyargıyı “Tek tip ve homojen bedenler etrafta boy gösterirken “sakatların” kendilerine “normal”lerin dünyasında yer bulabilmeleri oldukça güçtür. Spor dünyası “tam” ve “mükemmel” bedenlerin boy gösterdiği bir arena gibidir. Spor dünyasında hedef daima “genç”, “güzel”, “kaslı” ve “alımlı” bir bedendir. Köleci sistemlerde güçlü ve güzel bedenin, zayıf ve sakat bedenden daha çok para kazandırması gibi günümüzde de tüm spot ışıkları “sağlam” bedenler üzerindedir” şeklinde aktarmakta.
Sporun sadece sağlam vücuda sahip bireyler tarafından yapılması önyargısını kırarak, sporla özel gereksinimli bireylerin hayata tutunması fikri ilk kez, Ludwig Guttmann tarafından ortaya atılmış ve geçen yüzyıldan itibaren giderek yaygınlaşmıştır.
Sinan Ayan ve Murat Ergin, yaptıkları çalışmalarda, özel gereksinimli bireylerin fiziksel aktivite programlarına katılımlarını engelleyen faktörleri; kişisel, sosyal, çevresel ve diğer engeller (ekonomik faktörler; ulaşım ücreti, ekipman ücreti vb.) olarak sınıflandırıyor.
Alınan 66 madalya gerçeğine bakarsak; şartlar sağlandığında, madalya kazanmaya engel yok, sonucu çıkıyor.
Okunuyor olmak dileğiyle, saygılar.
Yorum yapın