Cami duvarına, ilân astılar
Sevkiyat adına, kurban kestiler
Sülüs sayfasına, mühür bastılar
Yerköy’den kalkacak, kuşluk treni


    Ayaz Mart gecesi, Sürmene bıçak
    Her yanda harami, eşkıya kaçak
    Efeler milisler, birlik olacak
    Su olup akacak, kuşluk treni


Öfkemiz sıkılmış, yumruk elimiz
Ayetel Kürsü’yü, okur dilimiz
Halfeti karası, açar gülümüz
Şafağa sarkacak, kuşluk treni


    Hüzzam ezgileri, âşık dilinde
    Gürünlü Gülâbi, sazı elinde
    Harputlu kederli, kendi halinde
    Afyon’da duracak, kuşluk treni


İhtiyat erleri, redif askeri
Kara vagonlarda, ülke kaderi
İnancında kutsal, bir tek neferi
Kampana vuracak, kuşluk treni


Haymana’da gece, yıldız akar ya
Kanlı sargı bezi, eter kokar ya
Gitti Sarıkamış, geldi Sakarya
Madalya takacak, kuşluk treni

    Ayaklar altında, bayırlar düzler
    Şahin göz cephede, piyade bizler
    Atlı akıncılar, düşmanı gözler
    Alnına sıkacak, kuşluk treni

Yüzü benli Türkan, saçı örgülü
Yollarda gözleri, asil görgülü
Toprak evde bekler, kapı sürgülü
Cihanı yakacak, kuşluk treni

    Yaktılar yıktılar, ocaklar söndü
    Geldikleri yoldan, geriye döndü
    İstiklal uğruna, insanlar öldü
    Yıldırım çakacak, kuşluk treni

Küllerinden İzmir, yeniden doğdu
Ülkem deniz oldu, düşmanı boğdu
Kâbus dolu rüya, öyle bir çağdı
Kuş olup uçacak, kuşluk treni

ÖZ ALİ YILMAZ