KÖRFEZ’DE BAYRAM HAVASI..

Bir bayram daha geldi, geçti. Geçen bayramın, uzun tatil süresinin bir bölümünü körfez yöresinde geçirdim. Bayramın üçüncü günü gittiğimiz körfezin sahil yöresinden geçen pazar döndüm. Benim için kısa sayılabilecek bayram tatili izlenim ve gözlemlerimi, ‘körfezin bayram havası’ başlığıyla bugünkü yazımda sizlere aktaracağım. Bayram tatilinin sona ermesiyle şehirlerarası yollardaki çılgın ve yoğun trafik biraz olsun rahatladı. Körfezin gecesi ayrı, gündüzü ayrı çılgın bir kalabalık, yoğunluk içerisinde..

Yakın geçmişin köyü, kasabası sayılan Akçay, Altınoluk, Güre bu yoğun kalabalıkla şehirleşti son yıllarda. Buralar artık yaz aylarında bol oksijenli deniz havası, dağ havası almak, kafa dinlemek için gidilecek yerler olmaktan çıktı, maalesef!.

Balıkesir daha sakin, daha tenha kalıyor artık..

Körfezin sahil yöresinde çay bahçeleri, kumsallar, plajlar, banklar, kaldırımlar, üst üste insan yığını, kordonu turlamak tam anlamıyla bir işkence gibi..

Zaten sorun ilk başta araç park yeri aramakla başlıyor. Eğer park yeri bulup aracınızdan inebilirseniz, bu sefer kendinize bırakın oturacak yer bulmayı, adım atacak yer bulmakta zorlanıyorsunuz!.

Buraların yerleşik halkı da bu durumdan yani keşmekeş halindeki yoğunluktan şikayetçi durumda..

Onlar şimdiden Eylül, Ekim aylarının gelmesini iple çekiyorlar, bu tatilciler bir an önce çekip gitsin, diye..

Küçükkuyu, Asos tarafları Akçay, Altınoluk, Güre’ye göre biraz daha sakin kalmış, oralarda yaşayanlar daha memnunmuş hayatlarından. Körfezin yerleşik halkı İstanbul ve Ankaralılardan bu durum nedeniyle şikayet ederken şimdilerde Suriyeliler, Afganlar, Iraklılar da istila etmeye başlamış durumda adeta..

Bunların kimi mülk sahibi, kimi ise kiracı olarak tatil sitelerindeki evlere yerleşmiş durumda. Bizim doğası güzel, sakin, bol oksijenli körfez yöremiz evrim değiştiriyor adeta…

Elbette ki, eskisi gibi olmak, eskiye dönmek mümkün değil ama daha fazla beton ve insan yoğunluğuna, çılgınlığına bir ayarlama, hatta denetleme ve sınırlama yapılmak zorundadır, diye düşünüyorum. Bu seferlik yazım biraz kısa oldu ama gelecek cumartesi yayımlanacak yazımda bir başka konuda daha uzun bir yazıyla yine bu sütunlarda buluşmak dileğiyle..