1857 yılında Bulgaristan'ın Şumnu şehrinin, Karalar köyünde doğan Koca Yusuf, 16 yaşında güreşe başlayarak vefatına kadar sırtı hiç yere gelmeden güreşmiş ve Cihan Pehlivanı unvanını almıştır. Koca Yusuf, mindere çıkan ve grekoromen güreşi yapan ilk Türk pehlivanıdır. 1885 yılında Kırkpınar başpehlivanı olmuş; 1894 yılından itibaren Avrupa ve ABD’de devrin en ünlü güreşçileri ile güreşmiştir. 138 kilo ağırlığındaki sporcu, 1.88 metre boyundaydı. 1898 yılında Fransa’dan sonra ABD’ye giderek çeşitli güreşçilerle dünya şampiyonluğu için yaptığı müsabakaların hepsini kazanarak, yurda dönmek için New York’tan La Bourgogne isimli Fransız yolcu gemisine binerek 2 Temmuz günü hareket etmiştir. Bindiği gemi 4 Temmuz günü, İngiliz yelkenli gemisi ile çarpışmıştır. Bu çarpışmada kan kaybından şehit olmuştur.

15 TEMMUZ HATIRALARI
“Hulusi Akar”
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Meclis Genel Kurulu'nda bir grup başkan vekilinin “Kışlayı darbecilere teslim ettiniz.” ifadelerine işaret ederek dedi ki: “Kafalarına tabanca dayanarak, “Başımıza geçeceksin!” dediklerini, kendisinin bunu reddettiğini hatırlatarak, yatağınıza yattığınızda düşünün, kafanızda tabanca varken, hayır diyebilecek kaç kişi var? Denemeden söylemeyin, deneyin!
Akıncı'ya götürdüler, etrafımızda silahlı insanlar, bir sürü asker. Bütün o alçakların önünde tek başına oturuyorum. 'Bunu okuyun, imzalayın!' dediler. İmzalamadım!  MİT Başkanı ile görüşmesinin ardından; “Türk hava sahasının askeri hava araçlarına kapatılması” emrini verdim. Ellerinde bayraklarla alanlara inen vatandaşlar, darbecilere karşı demokrasiyi savundu. Sokağa çıkan halk, şehâdet için sıraya girdiler. Halkın çıplak elle kendilerini bombalayan hainleri yendiği gece sergilenen kahramanlıklar çok...
** Astsubay Ömer Halisdemir, darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’yi Özel Kuvvetlere girmek üzereyken vurdu. 17 mermi ile şehit oldu...
**50 zırhlı araç, Ankara'nın önemli noktalarını tutacaktı. Bir grup asker, tankların sigortalarını söktü, bazıları anahtarları sakladı...
** Denizli’den 500 komando  Ankara’ya getirilecekti. Alanın elektrikleri kesildi, iş makineleri piste çekildi, yakıtları boşaltıldı. Uçaklar inemedi.
**Polis memuru Mustafa Kılıç; duyar duymaz, İl Emniyet Müdürlüğüne geçti. Hainler, binayı tank ve helikopterlerle vurdu. 7 polis memuru şehit düştü. Mustafa’nın sol diz kıkırdağı parçalandı. Ameliyata alındı. 6 ay fizik tedavisi gördü...
** Komiser Murat Ellibeş Tuzla Emniyet’te görevliydi. 200 kişilik bir birliğin açtığı ateş sonucu düştü, karnından yaralandı. Hastaneye gitmemesi için ekip aracı, hain askerler tarafından lastiği patlatıldı. Siviller hastaneye yetiştirdi. Ameliyat geçirdi...
**Erol Sönmez; köprüde 3 kişi önde, 8 kişi arkada olmak üzere kol kola barikattan içeri tankların önüne doğru gittiler. Kurşun yağmur gibi yağıyordu. Önlerindeki arkadaş yere düştü. Erol kolundan ve omzundan vuruldu. Yere düştükten sonra önündeki 3 kişi onun üzerine yattı. “Abi, sen o kadar kurşun yedin, gerisini de ben yiyeyim.’ dedi birisi. Keskin nişancılar ambulanslara bile ateş ediyorlardı. 3 hafta komada, 8 ay yoğun bakımda 15 ameliyat geçirdi. Kolu felçli kaldı...