KOCA KARIA İLACI

M.Ö. 3400’lü yıllarda Büyük Menderes nehri ile Dalaman çayı arasında yaşamış Karia Uygarlığı, bilinen ilk bilimsel farmakoloji merkezini Anadolu’da kurdu. Tıbbın babası Hipokrat’ın bu adımlarla ilerlediği söylenir.

Bir gün Karia Sarayı’nın bahçesinde Karia Kralı’nın kızını çok zehirli bir yılan sokar, kız ölmek üzeredir ve bir balıkçı gelir, onu iyileştirebileceğini söyler. Simi Adasından gelen bu balıkçı, dedesinden öğrendiği, yosun ve yörenin endemik otlarından oluşan merhemi kıza sürer. Çok zehirli balıkların soktuğu balıkçıları ölümden kurtaran bu merhem, kızın da hayatını kurtarır. Kral, balıkçıyı ailesiyle birlikte saraya aldırır ve “dağları, taşları, bitkileri, yosunları hepsini inceleyip ilaçlar yapın, insanları kurtarın” der. Karialılar yöredeki şifalı otlardan ilaç yapıp binlerce insanı kurtardılar. Tarihin ilk farmakolojik merkezi Anadolu’da kurulmuş oldu. Karia ilaçları uzun bir sürenin ardından koca karı ilacı denilerek değişime uğradı biraz da itibarsızlaştırıldı.

Deniz yosunu, Sığla buhuru (astım, bronşit için) kekik yağı (grip, soğuk algınlığı ve özellikle bulantı için) yörenin önemli Karia ilaçlarıdır.

Anadolu birçok uygarlığın yaşadığı topraklardır, üzerinde birçok kadim medeniyetler yaşamıştır. Bize bıraktıkları tarihi eserlerin yanı sıra kadim bilgiler günümüzde çok büyük önem taşımaktadır. Bu bilgileri araştırıp, geliştirip sahip çıkmalıyız. Biz de gelecek nesillere aktarmalıyız.