Gıpta etmek yani imrenmek tamamen insani bir duygudur…

Kıskançlık ise sınırı aşıldığında, ruhsal bir sorun, bir hastalık belirtisidir. İnsanın hem kendisinde hem ilişkilerinde sorunlar yaratan zararlı bir duygu halidir…

Öyle kıskanç insanlar vardır ki; hani ‘içinin karası dışına vurmuş’ derler ya, işte öyle bir gölge vardır onların gözlerinde. ‘Kıskançlık’ hem gözlerinden hem dillerinden fışkırır adeta…

Bunlar genellikle mutsuzdurlar. Sürekli mukayese ve kinaye ile yaşarlar. Sahip olduklarının farkına hiç varamazlar. Çünkü hep uzaklara baktıkları için yakını göremezler. Neden yapıldığını bir türlü anlayamadığımız, bir mantığa oturtamadığımız kıskançlık hareketlerine maruz kalmışızdır zaman zaman. Örneğin; bir telefon açıp ‘hayırlı olsun’ demek varken; yeni alınmış bir arabanın yanına ikinci sıra park ederek arabanın fotoğrafını çekip fiyat ve özellik araştırması yapanlar mı dersiniz, ya da yeni taşınılmış bir eve ‘hayırlı olsun’a gidip ağlama krizine girenler mi!..

Üzerinde yeni olan bir şey gördüğünde, hemen koşup aynısını alanlar mı dersiniz ya da ulaşamadığı şeylere çamur atanlar mı?..

Kıskançlık mimiklerinden, gözlerinden hatta dillerinden oluk oluk öyle bir akar ki, insan sormadan edemiyor ‘nedir onlara bunu yaptıran his?’ Diye. Sahip olamamanın verdiği hırs mı, yoksa sahip olunanı sahip olana layık görmeme nefreti mi?..

Sebep ne olursa olsun, kıskançlık ruhlarına işlemiş bu insanlar, hayatlarını mutsuz geçirmeye mahkumdur. Gözleri hep başkalarının sahip olduklarında olduğu için, doyumsuzdurlar. Bu duygu hayatları boyunca içlerini ‘bir kurt gibi’ kemirir durur. Kendilerini olduğu gibi, etrafındakileri de huzursuz ederler. Tatmin olmazlar, doymak bilmezler, aç gözlüdürler, kıskançlıkla beslenirler. Hayatlarını kıskanarak ve haset ederek geçirirler…

Şimdi de konuyla ilgili birkaç uzman görüşü paylaşmak istiyorum;

Kıskanç insanlar; sizi övüyor gibi görünmek isterler ancak arkanızı dönüğünüz gibi art niyetli yorumlar yaparlar. Kıskanç insanlar; fırsatını buldukları an arkanızdan konuşmaya başlarlar ve kesinlikle iyi konuşmazlar. Kıskanç insanlar; sizin mutsuzluğunuzla ya da bir hatanızla mutlu olurlar. Kıskanç insanlar, kötü tavsiyelerde bulunurlar, iltifatları samimiyetsizdir ve alaycıdır; başarılarınızı ve hayatınızı dikizlerler, aşağıya doğru çekmeye çalışırlar. Kendi becerilerini ve başarılarını gereğinden fazla ve sürekli vurgularlar, diğer ilişkilerinizi çaktırmadan bozmaya çalışırlar…

Kıskanç insan; kendisinde olmayan, ulaşamadığı eşya, durum, konumlara karşı ‘önlenemez bir öfke’ duyarmış. Bu duygu aşırıya kaçtığı takdirde hem insan ilişkilerinde hem de kendinde psikolojik rahatsızlıklara sebep olurmuş. Kendinde olmayana özenme ve dizginlenemeyen sahip olma isteği gibi dürtülere dayanırmış…

Eh ne diyelim Allah hepsine önce akıl fikir sonra da şifa versin!..