Sultanahmet Camiimiz yok…
Ayasofya da.
Ama Paşa Camiimiz var misal…
Siluetlerdendir…
Hatta silueti bozuyor diye Paşa Camii’nin karşısına inşa edilen binanın tıraşlanmasını istemişti dönemin ilgili bakanı, hatırlayın.
Şehir silüeti ya da şehir panoraması, bir şehirdeki mimari ve diğer yapıların ufki görüntüsü anlamına geliyor sade anlamıyla.
Saat Kulesi…
Şadırvan…
Yan yana tarihi yapılar.
Dibine devasa AVM ile otel dikildi…
Balıkesir’in ihtiyacı elbette, oteller de, yeri uygunsa AVM’ler de…
Çarşı içine gerek var mıydı; bu yoğunluk ve sıkışmışlığın ortasında daha da yoğunluk katmak…
Belediyelere para lazım…
Devlet kurumlarına da…
Satılacak yer oldu mu satılıyor; sonrasına bakan yok…
Saat Kulesi silueti bozuldu mu; bozuldu…
Ama oldu da bitti gitti işte…
Tarihe zarar, geleceğe kabus hediyeler…
Biz bilmiyoruz ama Anafartalar Caddesi’ndeki Şehir Sineması’nın güzelliği hala anlatılır, yıkılıp yerine Özel İdare İşhanı yapılınca kopmuş gitmiş orası da…
Nasılsa tarihi olarak eski Sümerbank binasını aynı haliyle tutabildik.
Demek ki istenirse olabiliyormuş.
Bir zamanlar Özmerkez olarak bilinen ve şimdi Büyükşehir Belediyesi’nin bulunduğu binanın yapımı aşamasında da pek çok STÖ “aman yapmayın, şehrin ortasına beton azmanı dikmeyin” demişti de dönemin valisi rahmetli Rıza Akdemir, Baro heyetine bile kapıyı göstermişti.
Değişen bir şey yok…
İdare, her daim sokağın sesine kulak tıkar…
Vatandaşın eleştirisi haklı mı bırakın bunun değerlendirmesini; üzerinde birkaç saniye düşünülmez bile…
Geleceğe nasıl kentler bırakıyoruz ortada işte…
21.yüzyılın gelişiminin tam zıddı bir çirkinlik.
Siluet dedik…
Gar Binası siluettir misal…
Çok şey anlatır.
Balıkesir Balıkesir olalı Gar Binası’nın silueti güzeldir…
Şehrin aydınlık ve açıklık noktasıdır…..
Ama kentin ortasına ve en güzel yerine, Gar arkasına devasa konutlar yapılıyor görüyoruz işte.
Para lazım…
Boş yerleri sat…
Konut dik.
Siluet hep geri planda…
Balıkesir Balıkesir olalı o bölge açıktı…
Açık alanları kapamak lazım, gök, hava, maviyi kesmek lazım; o bölge de tamam…
Nereden bakarsanız bakın çirkin bir yığın…
Yanlış anlaşılmasın, son derece konforlu, modern konutlar değil çirkin olan…
Onlar da kente katkı ama ah şu yer seçimleri…
Elbette şehir yenilensin ve güzel yaşam alanları oluşsun lakin görsellik noktasında, bulunduğu yer açısından ve zaman zaman genellikle İstanbul’daki çirkinlikleri ifade etmek için kullanılan “siluet” konusu, sadece mega kentin problemi değil ki.
İnsanın içini sızlatıyor…
Ve kentli çaresizlikle izliyor bir nostaljik tarihi siluetin daha bozulmasını…