Günümüzde birçok meslek var. Meslek seçimi son zamanlarda iyice zorlaştı. Bir mesleğe başlayacak olanlar en çok para getiren meslekleri tercih ediyorlar. Her meslek bilgi ister, beceri ister ve en önemlisi ne ister biliyor musunuz? Ahlak ister… Bir iş yaparken o işin gerektirdiği davranış kurallarına dikkat etmek gerekir. Başarı için kolay yol aranmamalıdır. Kolay yol arayanlar her zaman hayal kırıklığına uğramış ve sonunda üzülmüşlerdir. Bir yol alırken karşılaşılacak zorluklar, engeller düşünülmeli ve onlarla yılmadan mücadele etmelidir.
Öğrenilen veya öğretilen mesleğin teknik yönü elbette önemlidir. Ancak; meslek ahlakı da önemlidir. Mesleklerinde başarısızlığa uğrayanlar vardır ve olmaya da devam edecektir. Bu kişilerin sorunları kavrayabilecek mesleki bilgileri ve akılları vardır, yetersiz de değildir. Başarısızlıkları anlaşmaları hakkıyla yerine getirmemeleri, müşterilerine ve yanındaki çalışanlara doğru dürüst davranmamasıdır.
İş hayatında doğruluk ve dürüstlük en önemli kuraldır. Her mesleğin zorlukları ve sıkıntıları vardır. Kişi mesleğinin bu zorluk ve sıkıntılarını bir yük olarak görmemelidir. İş insanı müşterilerine işinin güzelliği, üstünlüğü, kalitesi konusunda güvence verebilmelidir. Çok para kazanan, kazandığı para ile göz kamaştıran kişi öncelikle dürüst müyüm? iş ahlakım var mı? diye kendini sorgulamalıdır.
ZÜRİH MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ’NİN BAHÇESİN DE NE VAR?
Zürih Mühendislik Fakültesi’nin bahçesinde, Monşenstayner Köprüsü’nün yıkıntıları var ve bu yıkıntılar bahçeye özellikle konulmuş. Öğrenciler bu köprünün yıkılış sebebini incelerken, bunun teknik bir sorundan değil ahlaki-etik kusurlardan yani gereken malzemelerin yeterince kullanılmamış olmasından, denetim kusurlarından kaynaklandığını görmektedir.

/////

SOBA NEDEN YÜKSEK?
Bir gün köylerde araştırma yapan Fizikçi, Matematikçi, Kimyacı, Jeolog ve Antropolog yağmura yakalanmışlar.
Hemen yakınlarındaki bir köy evine giderek yardım istemişler.
Ev sahibi misafirlerini güzel karşılayarak ikram hazırlamak için mutfağa geçmiş.
Bu sırada ekiptekilerin gözüne evdeki soba borusu takılmış.
Soba yerden bir metre kadar yukarı konularak, altına taşlarla destek yapılmış.
Bunu gören ekiptekiler bu konuda kafa yormaya ve yorumlamaya başlamışlar.
Kimyacı,”Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış” der.
Fizikçi, “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş” diye yorumlar.
Jeolog, “tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın ihtimalini azaltmayı amaçlamış.” der.
Matematikçi, “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış.” derken;
Antropolog, “Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha soyut biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş” diye değerlendirir.
Bizimkiler aralarında böyle konuşurken orman köylüsü içeri girer ve hep birlikte ona sobanın böyle yukarıda olmasının nedenini sorarlar.
Adamdan çok manidar bir cevap gelir:
– Borunun boyu yetmedi de!
Dünyanın en kısa fıkrası
Necip Fazıl Kısakürek’ten: "İki kadın bir gün sessizce oturuyorlarmış"…

Günün Sözü
“Nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir yana çekilir.„
—David Starr Jordan