KARAR VERME HİKÂYESİ

  • Bugün size alıntı bir hikâye anlatmak istiyorum. Çin düşünürü Lao Tzu bu hikâyeyi çok sever, herkese anlatırmış. Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçınmak gerektiğini güzel bir hikâyeyle anlatıyor. Güzel okumalar:
    Bir köyde yaşlı bir adam varmış. Çok fakir. Dillere destan öyle güzel beyaz bir atı varmış ki kral bile onu kıskanırmış. Kral at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam atını satmaya yanaşmamış.^^Bu at bir at değil benim için… Bir dost. İnsan dostunu satar mı?
    Bir sabah kalkmış ki at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış. Köylü-Bu atı sana bırakmayacakları çalacakları belliydi, krala satsaydın ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var ne de atın demişler. İhtiyar-Karar vermek için acele etmeyin sadece at kayıp deyin. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiği karar. Atımın kaybolması bir talihsizlik mi yoksa bir şans mı bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının ne getireceğini kimse bilemez demiş. Köylüler ihtiyara kahkahayla gülmüşler. Ama aradan on gün geçmeden at bir gece ansızın dönmüş. Meğer at çalınmamış dağlara gitmiş kendi kendine. Dönerken de vadideki on iki vahşi atı peşine takıp getirmiş. Köylüler ihtiyarın etrafına toplanmış özür dilemişler.-Sen haklı çıktın atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için. Şimdi bir sürü atın var demişler. İhtiyar;
    -Karar vermek için yine acele ediyorsunuz, sadece atın geri döndüğünü söyleyin, bilinen gerçek sadece bu ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç. Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?
    Köylüler bu defa ihtiyarla açık açık dalga geçmemişler ama içlerinden sahiden akılsız diye geçirmişler. Bir hafta geçmeden vahşi atları terbiye etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler yine gelmişler ihtiyara-Bir kez daha haklı çıktın bu atlar yüzünden tek oğlun bacağını uzun süre kullanamayacak oysa sana bakacak başkası da yok, şimdi eskisinden daha fakir daha zavallı olacaksın. İhtiyar-Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz. O kadar acele etmeyin, oğlum bacağını kırdı, gerçek bu, ötesi sizi verdiğiniz karar. Ama acaba ne kadar doğru.Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez demiş.
    Birkaç hafta sonra düşmanlar kat kat büyük bir orduyla saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış, çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş. Giden gençlerin ya öleceği ya da esir düşüp köle diye satılacağını herkes biliyormuş. Köylüler yine ihtiyara gelmişler ‘Yine haklı olduğun kanıtlandı. Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması talihsizlik değil şansmış meğer’.Yaşlı adam yine –Siz erken karar vermeye devam edin oysa ne olacağını kimseler bilmez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda sizinkiler askerde. Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olacağını sadece Allah biliyor.Lao Tzu hikayesini şu nasihatle tamamlarmış etrafındakilere:
    ‘Acele karar vermeyin, o zaman sizinde herkesten farkınız kalmaz. Hayatın küçük bir parçasına bakıp tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar aklın durması halidir. Karar verdiniz mi akıl düşünmeyi dolayısıyla gelişmeyi durdurur. Buna rağmen akıl insanı daima karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir, insanı huzursuz yapar. Oysa koşuşturma asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken yenisi açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.’Ve de bizim yorumumuz:
    Günümüz insanının büyük çoğunluğu ne yazık ki çok çabuk karar veriyor ve sonradan da büyük bir pişmanlık duyuyor. Onun için hangi konuda olursa olsun düşünmeden iyice araştırmadan öğrenmeden peşin karar vermenin ne kadar büyük bir hata olduğunu ve sonunun büyük yanlışlara yol açtığını günümüzde çok yaşamaktayız. Etrafımızda ki insanları kimseyi peşin hükümle düşünmeden yargılamak ve haklarında karar vermek en büyük hatamız ve pişmanlığımızdır. Sonradan pişman olmamak için iyi düşünmeli, doğru düşünmeli ona göre karar verilmelidir. Sağlık ve esenlik dileklerimle.
  • Aslan TORUN