İYİ Kİ DOĞDUN ORHAN
“Şekerci Orhan”
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’imizin duayen isimlerinden ve esnaflarından Orhan Günvaran bir yaş daha aldı. Şekerci Orhan’ın yaş günün kutlamak için H.Korhan Yakut ile birlikte kendisinin işyerine gittik ve kısa bir söyleşi yaptık.
Şekerci Orhan abimiz kısaca şunları anlattı:
-84 yıldan beri bu cadde de (Anafartalar Caddesi) çalışıyorum. Çıraklığım bu cadde üzerinde geçti ve iş hayatım da bu cadde üzerinde devam ediyor.
-Ustam Şekerci Fuat’ın (Sunay) yanında tam 18 sene çalıştım.
-Ben ilkokul birinci sınıfı 3 sene okudum ve dördüncü sınıftan ayrıldım.
-İlkokul öğretmenim bir gün beni çağırdı ve şunları söyledi: “Orhan sen okulu bırak, çalıştığın yerde işine devam et.” Bende bunun üzerine okulu bıraktım ve çalışmaya devam ettim. Bugünlere kadar geldim.
ŞEKERCİ ORHAN’DAN HAYAT TAVSİYELERİ
-Ailelerimiz çocuk yetiştirme konusuna tam olarak eğilmiyorlar. Biz yapamadık çocuklarımız yapsın diyerek çok rahat bir nesil yetiştiriliyor.
-Memur, esnaf kazandığı parayı dikkatli harcamalıdır. Tasarrufa dikkat edilmelidir.
-Cemiyet hayatında birlikte yaşayacağımız arkadaşlarımızı iyi seçeceğiz.
-Zaman çok hızlı geçiyor. Hangi ara bu kadar yaş aldım hiç bilmiyorum. Bunun için zamanınızı iyi değerlendirin.
GÜNÜN FIKRASI
Doğum günü sabahı, kadın kocasına “Dün gece rüyamda bana bir pırlanta kolye aldığını gördüm.. Anlamı ne acaba” dedi..
“Akşam anlarsın” dedi adam..
Akşam koca elinde küçük bir paketle geldi eve.. Karısına uzattı..
Kadın heyecanla açtı paketi.. İçinde bir kitap..
“Rüya Tabirleri..”
KISA BİR HİKÂYE
Bir kilo Tereyağı (Dürüstlük)
Bir fırıncıya her zaman yarım kilo tereyağı satan bir çiftçi varmış. Bir gün fırıncı, çiftçinin tereyağını doğru tartıp tartmadığını görmek için tereyağını tartmaya karar vermiş. Fırıncı tereyağını tartmış, ama yarım kilodan az gelmiş. Buna kızarak çiftçiyi mahkemeye vermiş.
Yargıç, çiftçiye tereyağını tartmak için herhangi bir ölçü kullanıp kullanmadığını sormuş. Çiftçi de “Ben onurlu bir insanım, ancak ilkel biriyim, uygun bir ölçüm yapan bir terazim var.” demiş.
Hâkim, “O halde tereyağını nasıl tartıyorsun da eksik çıkıyor?” diye sormuş.
Çiftçi şöyle yanıtlamış;
“Sayın Yargıç, fırıncı benden tereyağı istediğinde, önce ondan yarım kiloluk bir ekmek alıyorum. Fırıncı ekmeği getirdiğinde, bu ekmeği kilo ölçütü (dara) olarak teraziye koyuyor ve aynı ağırlıktaki yarım kilo tereyağını ona veriyorum. Suçlanacak biri varsa o da fırıncıdır.”
Hikâyeden çıkarılacak ders:
Hayatta, ne verirsen onu alırsın. Başkalarını aldatmaya çalışmayın.
Yorum yapın