İŞÇİ VE BAĞ-KUR EMEKLİLERİNİN EK GÖSTERGELERİ NE OLACAK?

Memur ve memur emeklilerinin özellikle 2018 yılından bu yana ısrarla istediği
hasretle beklediği 3600 ek gösterge hakkına kavuşurken, yaklaşık 3 milyonluk
kitlesinin en düşük 2500 Lira aylığa talim eden işçi, esnaf ve çiftçi emeklisi yine
mi göz ardı ediliyor. Bu durum siyasi iradenin eliyle emekliler arasında apaçık
ayrımcılık yapıldığının bariz bir göstergesi değil midir? Emekli aylık ve maaşları
arasındaki makas böylece daha da açılmış olmaktadır. Yaklaşık 6 milyon SSK ve
Bağ-Kur emeklisi yıllardır ötelenen intibak yasasının siyasi irade tarafından bu
kez de ıskalanmasından ötürü bir kez daha hayal kırıklığı yaşamaktadır. Memur
ile memur emeklisini ilgilendiren 3600 ek gösterge yasa çalışmalarının
tamamlanması, temmuzda maaş ve aylıklarda en az yüzde 40-50 arası artışın
gündemde olması, 6 milyonu aşkın sayıdaki işçi, esnaf ve çiftçi emeklisini hayli
umutlandırmıştı. Ancak milyonlarca dar ve sabit gelirli kitlenin hevesi korkarım
ki bu kez de kursağında kaldı. Temmuzda ara zam uman yaklaşık 13 milyon
asgari ücretli de beklediğini alamayarak hayat pahalılığı altında ezilmeye devam
edecek gibi görünmektedir. Asgari ücretli emekçi yeni zam için aralık ayını
bekleyecek. Yüzde 50.5 zamma rağmen yılın ikinci ayından itibaren erimeye
başlayan 4 bin 253 liralık asgari ücretin satın alma gücü dizginlenemeyen
yüksek yani hiper enflasyon karşısında daha da gerileyeceği aşikardır. 2000 yılı
öncesi emekli olan 3 milyonu aşkın SSK’li, Bağ-Kurlu dul ve yetim yönelik intibak
yasası 2012 yılında çıkarılmış, 2013 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştı.
Söz konusu bu yasa ile aylıklarda ortalama 350 liraya varan artışlar olmuştu.
2000 sonrası emekli olanlar bilinmez bir nedenle kapsam dışı bırakılmıştı.
Ayrımcılığın emekliler tarafından tepkiyle karşılanması üzerine dönemin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kısa sürede 2000 yılı sonrası emeklileri
kapsayan intibak yasasının çıkarılacağını kamuoyuna duyurmuştu. Vaatlerin
üzerinden 10 yılı aşkın bir süre geçmesine karşın 2000 yılı sonrası emeklileri
kapsayan intibak yasası iyiden iyiye unutuldu. 6 milyonu aşkın emekli,
aleyhlerine olan bu durumun ve aylıklar arasındaki dengesizliğin, adaletsizliğin
giderilmesini haklı olarak şimdi talep edilmektedir. Ne var ki yakınmaları ne
duyan ne de gören var. Devlete yıllarca prim ve vergisini ödeyen bir kesime
verilirken diğerine neden verilmiyor analarının ak sütü gibi helal olan hakları?
İşçi, Bağ-Kur ve çiftçi emeklisi üvey evlat mıdır? Eğer yeni intibak yasası hayata
geçirilir ise emekli aylıklarında aşamalı olarak 500 liraya varan artışlar olacaktır.
Hiç kuşkusuz bu para bunaltan hayat pahalılığı karşısında bütçelerine yeterli
olmasa da katkı sağlayacaktır. Geçen Ocak’ta yani yılbaşında 2 bin 500 lira

tutarında açıklanan en düşük emekli aylığının Temmuz’da iyileştirileceği ve
hatta bu kez 3 bin 500 Liraya yükseltileceğinin “müjde” diye açıklanmasının
üzerinden henüz 3 ay geçmeden bu kez de yeni torba yasayla getirilecek
düzenlemeyle en düşük emekli aylığının ancak iş işten geçtikten sonra 3 bin 500
lira yapılacağı ‘gecikmiş kof bir müjde’ olarak sunulduğunu görmekteyiz..
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre açlık sınırının 6 bin lirayı aştığı ve çoktan
7 bin liraya dayandığı, çarşı pazar fiyatlarının mutfağı alev alev yaktığı
günümüzde 3 milyonu aşkın sayıdaki emeklinin 2 bin 500 lira aylıkla yaşaması
ne yazık ki, asrın mucizesi(!) olarak gösterilmektedir. Bu arada bin 100 lira
tutarındaki bayram ikramiyeleri “Hazine’ye çok fazla ek yük getiriyor”
gerekçesiyle bu Kurban bayramında da artmayacak gibi görülmektedir. Bu
konuda umarım yanılan ben olurum. Bu durumda gittikçe garibanlaşan işçi,
Bağ-Kur ve çiftçi emeklileri adeta itilmiş ve kakılmış gibi olmaktadır. Yazıklar
olsun, demeyeyim de ne diyeyim Allah aşkına!..