İNTERNET VE SOSYAL MEDYANIN ETKİLERİ

İnternet ve sosyal medyayı, iş yaşamında ve gündelik hayatta, verimliliği arttırmak adına kullanmak, gerekli ve günümüz şartlarında olması gereken bir durum ve kolaylıktır…

 İnterneti sadece sosyal medya için, ya da oyun oynamak için kullanmak, zamanının büyük bir bölümünü, bu yönde harcamak yanlış olduğu kadar, başlı başına vakit israfı değil midir?..

 Ülke olarak, belki de dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar, sosyal medya ile meşgul olan bir milletiz. Elbette insanlar uzmanlık alanlarıyla ilgili, ürettikleriyle ilgili, tanıtıcı ve öğretici paylaşımlar yapar. Çeşitli meslek grupları, üreten insanlar, tanıtım amaçlı, eğitici ve öğretici günde birçok defa paylaşımlarda bulunabilirler. Asıl sorun, hiçbir üretim yapmadan, sosyal medya aracılığıyla var olma çabasında olan insanlar. Bunlar gerçek yaşamlarını sosyal medyaya yansıtmayı tercih etmezler. Tam tersine, sosyal medyada bir hayat kurup, bunu gerçek hayatlarına yansıtma çabası içine girerler. Böylelikle, giderek gerçek hayattan, gerçek kişiliklerinden ve kimliklerinden gitgide uzaklaşırlar, hayal dünyasında yaşamaya başlarlar, farkına bile varmadan…

 Özellikle gençler için, doğru kullanılmadığı takdirde, en büyük tehlike sosyal medya ve devamında İnternet oluverir. Dünya, bir tuş mesafesi uzaklığında ellerinin altında; iyi ya da kötü, istedikleri her türlü bilgi, her türlü imkan, parmaklarıyla tuşlar arasında. Aldığımız nefesi bile, doğru alıp vermemizin ne kadar önemli olduğu anlatılıp dururken, interneti doğru ve düzgün kullanmak, o kadar önemli ki, nefes alıp vermek kadar hayati bir konu…

 Lehimize, doğru bilgi ve doğru akılla, denge içinde, bu nimetlerden beslenerek, kendimizi geliştirebilirsek, ‘ZEHİRLENMEDEN’ ne mutlu bize…

 Çoğu kişiler ve özellikle gençler, yanlış kullandıkları için, mafyavari hareketlere, ahlaksızlığa, israfa, müptezelliğe, gösterişe, kirli hayatlara özeniyor maalesef!..

 Bu özendikleri yanlış hayatları da gerçek hayatlarına yansıtıyorlar ve sonuçta kaybolmuş gençlik, yazık olmuş hayatlara dönüşüyor!..

 Bir de bilgisayarda, telefonda tablette sürekli oyun oynayan, bağımlı olmuş, bütün zamanlarını anlamsız, gereksiz oyunlarla harcayan her yaş grubundan olan bireyler mevcut. Bunların hayatları, yemek uyumak ve ‘OYUN’ oynamak üzerine kurulu olup, yaşamdan kopuk olarak geçirirler ömürlerini. Bunlar asosyal olup, kişilik ve davranış bozukluğu yaşarlar. Kendilerini sadece sanal oyunlardaki puanlarıyla kanıtlamaya çalışır ve bundan büyük haz duyarlar. Bilgisayar karşısında, önemli mesailer(!) harcayan bu grupta yer alanlar aslında silik, ezik ve problemli tiplerdir. Onların bu yaptıkları sadece zaman ve enerji sarfiyatıdır. Onların normal insan ilişkileri, sosyal hayatları yoktur, diyalog becerileri yoktur. Çünkü beyinleri uyuşana kadar, günlerini, haftalarını, aylarını, yıllarını hatta ömürlerini bu şekilde geçirmiş ve geçirmekte oldukları için, insani hiçbir duyguya, sosyalliğe, fiziken ve ruhen zamanları yoktur. Psikolojik dengesizlikler ‘bu tipler’ de fazlasıyla had safhadadır…

Kısacası interneti ve sosyal medyayı doğru yönde ve dengede kullanırsak, bize dünyanın kapıları açar. Kendimizi ve zihnimizi geliştirmemizde büyü katkı sağlar, bilgi açlığımızı giderir. Aksi takdirde, asosyal, uyuşuk beyinler saracak etrafımızı…