BAKIN O ZAMAN NE YAZMIŞIM!..
Geride bıraktığımız 14 Mayıs milletvekili genel seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turu, ardından 28 Mayıs’ta gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turundan çok önce geçen yıl Ekim ayının dördünde bu sütunlarda ‘SEÇİMLERE DAİR’ öngörü, düşünce ve kanaatlerimi içeren bir yazı kaleme almıştım. Şimdi sizleri yaklaşık 10 ay öncesine geri götürüp, o zaman seçimlere dair yazdıklarımı noktasına virgülüne dokunmadan tekrar sunmak istiyorum;
Birkaç gün önce öğle saatlerinde eski bir arkadaşıma rastladım. Biraz lafladık, eskiden yeniye ve laf döndü dolaştı siyasete, siyasetçilere geldi. Malum gazeteciyiz ya, bilsen de bilmesen de onlar seni ‘BİLEN’ diye bildiklerinden hemen peşin sıra sormaya başladı;
“Erken seçim olacak mı, olmaz ise zamanında yapılırsa ne olur, Tayyip Erdoğan bu sefer kaybeder mi, yoksa yine kazanır mı, Millet ittifakı ne yapar, 6’lı Masa kimi aday gösterir, Kılıçdaroğlu aday olacak mı?”
Baktım susacak, soruları bitecek gibi durmuyor. Bir süre sonra müdahale ettim, susturdum ve ben konuşmaya başladım; “Bak birader, bir dinle beni. Sorularının hepsine kendimce cevabım var ama sen bir dur lütfen. Öncelikle ilk soruna yanıt vereyim. Erken seçim olmayacak gibi görünüyor ama sen yine de Kasım ayını hatta Aralık başına kadar bekle, bu Tayyip Erdoğan’a hiç belli olmaz, şartları kendine göre uygun görür, küçük ortağı Bahçeli ile anlaşır, baskın seçim kararı alıverir, Meclis’ten aldırıverir. Bunlara belli olmaz belki de Yunanistan sürtünüp duruyor, savaş kararı bile alınıverir Allah esirgesin! Neyse eğer seçim kararı alınırsa yani böyle olursa bunun adı erken seçim falan olmaz. Baskın seçim olur. Eğer erken veya baskın seçim olmazsa yani seçimler planlandığı gibi önümüzdeki yıl Mayıs sonu veya Haziran başında yapılırsa Cumhurbaşkanlığı seçimi kesin ikinci tura kalır ve ikinci turda da bence Erdoğan kazanabilir hatta kazanır, diyebilirim. Ancak durum böyle olsa bile AK Parti milletvekili seçiminde büyük bir hezimete uğrar, hezimet olmasa bile önemli kayıplar yaşayabilir, sayısal anlamda. Ama Erdoğan büyük olasılıkla kazanır. Elbette tüm bunlar benim öngörüm. Tam tersi olur mu, orasını bugünden bilemem, kestiremem!.
O arkadaşım, dostum beni dikkatle dinledi. Ama hemen sonrası lafı şöyle yapıştırdı. “Yahu birader seçim olsun, olmasın ki yapılacak herhalde durum onu gösteriyor. Sen şunu söyle bana yılbaşında asgari ücret ne kadar zamlanır, emekliye bunlar ne kadar zam yapar? Dolar seçime kadar 25 lirayı bulur mu? Ne olacak bizim halimiz, sen ondan haber ver yahu!..”
Benim bu sorulara da yanıtım hazırdı; “Anlaşılan senin derdin cebine girecek ve çıkacak olanla ilgili arkadaş. Ama haklısın. Öyle ise soruyu direkt öyle sorsaydın. Niye lafı dolaştırıyorsun Allah aşkına yahu!..”
“Tamam direkt soruyorum o zaman. Ne olacak bizim halimiz, bu milletin durumu daha perişan mı olacağız?” deyince ben yine derin bir nefes alıp yine başladım anlatmaya..
“Arkadaşım sana şu kadarını söyleyeyim. Her açıdan bu günlerimizi arayacağız. Çok değil hem de iki buçuk üç ay sonra bütün şartlar ağırlaşmış, geçim sıkıntısı had safhaya erişmiş, milletin daha perişan duruma düştüğü bir memleket ortamı ne yazık ki bizleri bekliyor. Bana şunu diyebilirsin. Efendim, yılbaşında memur, işçi, emekliye yüklü miktarda zam yapılacak. Asgari ücret artacak, EYT sorunu çözülecek, yani memlekette kısa süreli bir yalancı bahar havası yaratılacak. Hemen ardından da yalancı bahar havası felaket ortamına dönüşme ortamına girmeden yani Mart ayı gibi en geç Nisan’da seçim kararı alınır ve Mayıs ortasında veya sonunda da seçim yapılır, Seçim Haziran’a kalmaz yani.”
Anlatmaktan çenem yorulmuştu. Kısa bir ara verdim. Önümdeki soğumaya yüz tutmuş çayımdan bir yudum çay aldım. Sonrasında kaldığım yerden anlatmaya devam ettim; “Eksik kalmasın. Senin soruların arasında 6’lı Masa’nın kimi aday göstereceği, Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağı gibi sorularda vardı. Hemen dilimin döndüğünce cevaplayayım. 6’lı Masa’yı oluşturan partilerin liderleri buna Akşener’de dahil, Kılıçdaroğlu bugün (adayım) dese ki diyor zaten dolaylı olarak. Onlar buna karşı çıkamaz. Onların belki de tek derdi; ortada bir pasta duruyor, o pastayı nasıl olsa biz yiyeceğiz. Bizim yiyeceğimiz pasta dilimi diğerinden büyük olsun. Oysa kazın ayağı hiçte öyle değil. Yani 2023 seçimleri bugünkü muhalefet açısından kesinlikle çantada keklik kazanılacak bir seçim asla değildir. Böyle davranmaya devam ederlerse seçimlerde çok büyük bir hezimet, hüsran 6’lı Masa’yı beklemektedir. Kılıçdaroğlu’na gelince yüzde doksan dokuz Cumhurbaşkanı adayı olacakmış gibi görünüyor ama yüzde bir gibi duran o belirsizlik her türlü sürprizlere açık duruyor. Şöyle söyleyeyim; Cumhurbaşkanı adayı olsa da olmasa da Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerin mutlak kaybedeni olacak, kazananı olmayacaktır. Bugünden işte şuraya yazıyorum; AYNEN SÖYLEDİĞİM, ÖNGÖRDÜĞÜM ŞEKİLDE OLACAKTIR!..”
Şimdi, bugünün tablosuna bir bakın, yaklaşık on ay önce söylediklerimin, yazdıklarımın ne kadarı gerçekleşmiş, doğru çıkmış, bir bakın!..
Yorum yapın