İNSAN TERBİYE VE OKUMAK

Okullarda 2022-2023 yılı ilk yarısı sona erdi ve öğrenciler karne alarak tatile başladılar. Öğrencilere ve öğretmenlerimize iyi tatiller diliyorum.

İnsan acil olarak doğar. O kadar acizdir ki bakılamayacak ve kendi kendisine terk edilecek olursa mutlak ölüme mahkumdür. Büyümesi ve yaşaması için mutlaka birilerine ihtiyacı vardır. İnsan yavrularını hayvan yavruları ile mukayese edecek olursak hayvanların daha imtiyazlı olduklarını görürüz. Bir hayvan yaşabilmesi için kendisine lazım olan bütün ihtiyaçları doğarken getirmiştir. Hayvanların hayatta karşılaşacakları vaziyet ve ihtiyaçlar belli ve sınırlıdır. Bunu temin etmeleri çok zor değildir. Zaten doğuştan getirdikleri içgüdüyle bu ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Hâlbuki insan için böyle midir, şüphesiz ki değildir. Çocuk doğduğundan itibaren etrafına, her şeye malik olmadığı gibi yaşamak için hiçbir ehliyeti olmadığından mutlak birilerine ihtiyacı vardır. Büyümesi yaşaması ve terbiye edilmesi için birilerine ve ailesine ihtiyacı vardır. Çocuk terbiye edilirken hem büyür hemde hayatını ve yaşamını idame ettirir. Bu terbiye doğuştan itibaren ailede başlar okulda ve toplum içinde devam ederek gelişir. Ancak terbiyenin her toplum ve memleketlerin sosyal nizamı ve medeniyetlerine göre farklılıkları vardır. Her toplum kendi yapısına göre insan yetiştirir ve çocuklarını da buna göre terbiye eder. Bu aileden başlayıp okulda devam eder.

Bu günkü terbiyenin iki önemli gayesi vardır. Hür düşünen vazifesini bilen ailesini ve toplumu ayakta tutacak karakterli ve ehliyetli insan yetiştirmek ve topluna kazandırmaktır.

Şüphesiz ki aileden sonra öğretmenlerinde insan terbiyesi üzerinde çok büyük tesirleri vardır. Atalarımızın dediği gibi –Ağaç yaş iken eğildiği gibi aileden sonra da çocuklara en büyük emeği geçen ve onların hamurunu yoğurup yetiştiren okullar ve öğretmenlerimizdir. Çocuklarımızın ehil ellerde terbiye edilmeleri ve okuyup yetiştirilmeleri meselenin ilkini teşkil eder. Konusunda uzman iyi yetişmiş ehil ellerde yetişen nesiller nasıl geleceğin sağlam aile ve toplum yapısının temelini teşkil ediyorsa yanlış ve yetersiz ellerde büyüyen ve eğitilip yetiştirilen nesillerde o kadar problemli olacak ileride ve toplumda birçok sorunlara yol açacaktır. Okulların yetiştirdiği nesiller yalnız bilgi ve medeniyet ve maddi ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp onların topluma yaralı birer fert olacağı manevi bilgilerle de yetiştirilip donanmaları gerekmektedir.

Burada en önemli meselelerden biri de çocuklarımızın okurken kabiliyetlerine ve zihni yapılarına göre okumaları ve yetişmeleri gerekmektedir. Günümüzde birçok çocuğumuz istediği ve kabiliyetine göre okullarda okuyamayıp sevmedikleri istemedikleri bölümlerde okuyamaya mecbur kaldıkları için sadece kuru boş ve ezbere dayanan bir eğitim sistemine göre yetiştikleri için milletimize ve toplumumuza tam olarak faydalı olamamaktadırlar. Çocuk istediği bölümü okuyamadığı için nasıl zorla verilen gıdaları yiyemeyeceği gibi istemediği bir bölümde okumaya mecbur bırakılınca sadece boş bir bilgi dağarcığından öteye gidemeyecek topluma da faydası o nispette düşük olacaktır. Şahsen ben kendimden örnek verecek olursam ben çocukluğumda en büyük idealim okuyup öğretmen olmak istiyordum. Bilhassa tarih ve edebiyat öğretmeni olmayı çok istediğim halde ne yazık ki kısmet olmadı. Ülkemizde birçok gencin yaşadığı gibi maddi şartlar el vermediğinden ve yatılı okulda okuyarak sağlık konusunda yetişip görev yapmaya mecbur kalmış oldum. Öğretmenlik hep içimde bir ukde olarak kalmış oldu. Ne yapalım topluma öğretmen olarak hizmet veremeyip sağlıkçı olarak görev yaptık ama ne yapalım sağlık olsun kısmet böyleymiş. İşte bu da yukarıda değindiğimiz gibi ülkemizdeki eğitim yapımızın çarpık bir örneğini göstermektedir.

İkinci yarıyılın şimdiden öğrenci ve öğretmenlerimize hayırlı olmasını diliyorum.

Sağlık ve esenlik dileklerimle.