Dünyaya gelişimizden itibaren bedenimize o kadar odaklanırız ki kendimizi sadece tek bir  bedenden ibaret gibi düşünürüz.Oysa Fiziksel bedenimiz bir Aura ile kaplıdır.Fiziksel bedenimiz biyolojik olarak derimiz, kaslarımız, kemiklerimiz, organlarımız ile bir bütündür.Bu dünyada kullanabileceğimiz bir araçtır.Bu beden,zamana ve mekana bağlı olan bedenimizdir.Yunus Emre'nin “ete, kemiğe büründüm,Yunus diye göründüm” dediği bedendir.Gelelim auramıza...

Vücudumuzu çevreleyen elektromanyetik alana aura adı verilir.Adeta koruyucu bir kalkandır.Duygu durumumuza,enerjimize göre değişkenlik gösterir.Auramız güçlü olduğunda hastalıklara ve enerjisel etkilere karşı direncimiz artar.Zayıf olduğunda ise azalır.Auralarımız dışarıdan bakıldığında doğrudan görünmez.Doğrudan görebilen insan sayısı çok azdır.Ancak özel çalışmalarla bunu görebiliriz.Ayrıca Kirlian fotoğrafçılığıyla da gözlemleyebiliriz.Kirlian fotoğrafçılığı,insan vücudunun yaydığı aurayı objektiflere yansıtan bir sistemdir.Tesadüfen ortaya çıkmıştır.1939 yılında Semyon Kirlian elektroterapi makinesini tamir ederken akımdan çarpılınca ışık görür ve araştırmayı bu yönde yürütür ve bu yöntemi geliştirir.Sovyetler Birliği’nde devletin de destekleriyle bu fotoğraflama yöntemi sayesinde bazı hastalıkların erken teşhisi yapılmaktaydı.Rusya’da hastanelerde sertifikalı olarak kullanılan bu kamera ile ortaya çıkabilecek hastalıkları önceden tespit edebiliyorlar.

   Canlı ve cansız her şey bir auraya sahiptir.Auralarımız birbiriyle etkileşim halindedir.Aynı ortamda bulunan kişilerin auraları bizi etkileyebilir.Hatta bazı ortamlarda kendimizi korumaya almamız gerekebilir.Aura bedenimiz 4 katmanlıdır.Bunları içten dışa sayacak olursak;

Eterik beden

Duygusal beden(astral)

Zihinsel beden(mental)

Ruhsal beden(spiritüel