İÇİMİZDEN BİRİ ZEYNEP KÜÇÜKÇAKIR
İÇİMİZDEN BİRİ ZEYNEP KÜÇÜKÇAKIR
Zeynep Küçükçakır’ı tanımayan yoktur. Yıllarca Balıkesir Belediyesinde zabıta olarak görev yaptı. Balıkesir büyükşehir olunca Karesi Belediyesinde görevine devam etti. Burada zabıta komiseri oldu. Zabıtalığa, 1989 yılında başlayan Küçükçakır, sırasıyla ilimizde belediye başkanlığı yapan Ziya Tan, Sami Gökdeniz, Sabri Uğur, İsmail Ok, Ahmet Edip Uğur, Zekai Kafaoğlu ve Yücel Yılmaz’la çalıştı.
1997 yılında Türkiye Zabıta Vakfı tarafından Türkiye'de Yılın Zabıtası ödülüne layık görülen Balıkesir'in gözbebeği, uzun örgülü saçları ile tanınan ve hatırlanan Zeynep hanım yeniden göreve çağrıldı ve Büyükşehir Belediyesinde zabıta olarak göreve başladı.
Halen faal bir şekilde görevine devam eden Zeynep Küçükçakır Balıkesir ilinde zabıtanın simgesidir.
---
NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR?
“Osmanlı’da Bayram”
Bayram demek en çok da gelenek demektir. “Nerede o eski bayramlar?” diye sorarız kendi kendimize. Bayramlar da çağa ayak uydurmak zorunda kalıyor sanki. Dünya değiştikçe bayramlar da değişiyor. Teknoloji, değişim bazen örf ve adetlerin yapılmasını engelleyebiliyor.
Birde tüm sene etin çeşidini, her türlüsünü yiyen bazı kişiler Kurban Bayramı gelince kurban için kesilen hayvanlara üzülerek, gönderdikleri mesajlarda hayvanların kesilmediği bir bayram dileyen elemanlar var. Kardeşim, sen eti tüm sene yiyebiliyorsun ancak; fakir fukara da kurban bayramını bekliyor, et yemek için.
Bayramlar gelip geçtikçe geleneklerimize uymaya çalışsak da maalesef birçoğuna uyamıyoruz.
Osmanlı’da Kurban Bayramı gelenekleri:
**Bayram Öncesindeki Hazırlıklar
Osmanlı’da bayramlar, tüm sene boyunca heyecanla beklenir zamanı yaklaşınca coşkuyla hazırlıklar yapılmaya başlanırdı. Padişah tarafından bayramdan önce yayınlanan tembih nameler ile birlikte tüm hanelerde bayram temizliği başlar, toplumun uzak durması gereken davranışlar tekrar hatırlatılır, insanlar manen bir temizliğe yönlendirilirdi. Dolaplardan en yeni ve en temiz kıyafetler çıkarılır, sokaktaki çeşmeler, sokaklar elden geçirilirdi. Sokaklar da insanlar da yenilenmeye çalışırdı.
** Bayram Günündeki Hazırlıklar
Arife günlerinde top atışları yapılırdı. Bayram gecelerinde mahallenin bekçisi, sabaha karşı tıpkı sahur zamanında olduğu gibi davullarını çalar çeşitli mâniler söylerdi. Anlayacağınız, bayram coşkusu sabahın ilk ışıklarından itibaren yaşanmaya başlanırdı. Bayram namazı için erkekler temiz kıyafetlerini giyip yakınlarındaki camiye gider bayram namazı kılardı. Kadınlar ise namaz dönüşü beylerini ve evin diğer erkek üyelerini karşılamak üzere bayram kahvaltısı hazırlıklarını yapardı. Kahvaltı sonrasında bayramlıklar giyilip büyüklerin evleri, ölmüşlerin mezarları ziyaret edilmeye başlanırdı.
** Tebrik Merasimleri Düzenlenirdi
Önceleri Topkapı Sarayı’nda daha sonraları ise Dolmabahçe Sarayı’nda ve Yıldız Sarayı’nda bayram tebriki merasimleri düzenlenirdi. Devlet erkânı Ayasofya ya da Sultanahmet Cami’inde bayram namazını kılardı.
** Kurbanlık Hayvanlar Beslenirdi
Kurban Bayramı’nda kurban edilecek hayvanlar padişah için “Saya Ocağı” denilen bir yerde özel olarak beslenir daha sonra saya neferleri tarafından kesimi ile ilgilenilirdi. Padişah, “Hırka-i Saadet Dairesi” denilen yere gider ve kendisi için hazırlanan kurbanlardan ilk olanı kendisi keserdi. Kesilen kurbanlar; medreselere, kimsesiz veya dul kadınlara, tulumbacılara, bekçilere dağıtılırdı.
** İkramlıklar Düşünülürdü
Subay ve memurlara bayram hediyesi olarak maaş ikramiyesi verilirdi, büyük camilerde halka hediye, şeker, helva ve lokumlar; cezaevindeki mahkumlara helva dağıtılırdı. İmkânı olan her evde turunç reçeli bulundurulurdu ki et tüketimi dengelensin sindirim biraz olsun rahatlayabilsin diye.
Yorum yapın