Hızlı tren gibi geçen yaşamlarımızda hırs ve ihtirasa tutsak, tutsaklık halini de geçtik köle oluyor bazılarımız…
Güç, makam ve koltuk gücüyle büyülenenler açısından en kötüsü ise ellerinin altından makam gittiklerinde toplumda ve çevrelerinde ne kadar saygınlık görecekleri, gördükleri…
Zira paraşütsüz düşüş sonrasında çok hasar alıyorlar.
Lakin bunları sadece siyaset penceresinden bakanlar için söylemiyoruz.
Sayın Müdürüm…
Sayın Başkanım…
Sayın Savcım…
Sayın Hocam…
Sayın Vekilim…
Sayın Bakanım…
Sayın Valim…
Uzatın uzatabildiğinizce…
Öylesine komik durumlar var ki bir de; örneğin bizde belediye başkanına da başkanım, daire başkanına da başkanım, dernek ve oda başkanına da başkanım deniyor…
Müdürlük de öyle….
Asla küçümseme kastıyla değil, asla hor görme de değil sakın yanlış anlaşılmasın…
Ama öyle komik hatalar da yapılıyor ki bazen…
Örneğin bir dernek bayram ilanı veriyor…. Derneğin adını yazıp hemen başkan ibaresi geliyor ardına…
Marmara Güvercin Sevenler Derneği Başkanı falan…
Oysa doğrusu Marmara Güvercin Sevenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olmalı…
Yönetim Kurulu ibaresi bile fazlalık geliyor…
Velhasıl…
Makamın büyüsü farklı.
Güç gidince, unvan gidince inanılmaz bir boşluk yaşanıyor.
O unvan gittiğinde vatandaş ve çevrenizdekiler nasıl bakıyorlar size asıl önemli olan o.
Yine örnekleştirelim…
Hakim var, hakim var…
Bazısı Mecelle’de sayılan hakim sıfatının tüm vasıflarını kendinde topluyor…
Ama bazıları, son zamanlarda basına yansıyor görüyorsunuz işte, kendileri suç işliyor, suçun içinde.
Mecelle saymış; Hakim; hakim, fehim, müstakim ve emin, mekin, metin olmalıdır. Günümüz Türkçesiyle ifade etmek gerekirse, Hakim; bilge, anlayışlı, doğru ve güvenilir, saygın, metin olmalıdır.
Mecele’ye uygun bir hakim, emekli olduktan sonra da kendisini sokakta gördüğünüzde önünüzü iliklediğiniz hakimdir.
Hoş bir sada bırakan, görevleri sona erdikten sonra önünde hala ceketimizi iliklediklerimiz çoğaldıkça toplum iyiye gidiyor demektir.
Ama bir de görevleri bitince kimsenin selam vermediği ve tabiri caizse kaale almadığı kişilikler var.
Bir bilim ve sanat alanındaki unutulmazları düşünün…
Bir siyaset arenasındakileri…
Kimler hatırlanıyor, kimler unutuluyor?
Görev ve makam kişiyi değiştirmiyorsa, güç elde ettiğinde değişmiyorsan, makamın şaşasından başın dönmüyorsa ne mutlu sana…
Hoş bir sada bırakıyorsan daha güzel ne olabilir ki hayatta?
HOŞ BİR SADA BIRAKTIN MI ONA BAK

Yorumlar
Yorum Yazmak İçin Tıkla
Yorum yapın