Cumhur Ertekin imzalı “Zulmün Tarihi” isimli yapıt aslında insanlık serüveninin aynası olan
bir yapıt olarak kabul görmelidir. Prof. Dr. Cumhur Ertekin, nöroloji alanında yıllarca çalışıp
hekimler yetiştirip emekli olduktan sonra da üretmeyi sürdüren örnek sayılabilecek bir bilge
ve hekimdir. İnsanlık tarihi boyunca çeşitli biçimlerde sürüp giden zulüm, bu yapıtta okuyanı
düşündüren bilgilerle bir deniz feneri işlevi yapıyor. Çin Seddi’nin yapılışından günümüze
kadar sürüp giden köle, işçilik, her çeşit sömürü, bir belgesel gibi karşımıza konuyor. Kitabın
fihristine bakmanız bile sizi tarihin sayfalarında gezdirmeye yetiyor. Okudukça, “İnsan
insanın kurdudur”  diyen özdeyişin nerelerde nasıl gerçekleştiğini görüyorsunuz. Cumhur
Ertekin, bu yapıtını iç karartmak için değil, tam tersine “aydınlanmak” için yazdığını söylüyor.
İnsanı zulmün kaynaklarından kurtaran “Rönesans ve aydınlanma” insanlık tarihinin kurtuluş
manifestosudur. Zulmün kaynakları olan, dogmalar, dinsel saplantılar, ırk üstünlüğü, renk
farklılığı, şovenizm takıntıları, ancak insanların “özgür akıl - özgür iradesi” ile aşılabilmiştir.
Varoluşçu Alman filozofu Karl Jaspers (1883-1969) işlenen bir suçtan kimlerin suçlanacağı
konusunda dört kategori belirler: Bir: Suçu işleyenler. İki: Onları destekleyenler. Üç: İşlenen
suçu görüp de gerekeni yapmayanlar. Dört: Suçu görmemek için başlarını çevirenler.
Böylece bir suçun işlenmesinde çoğu zaman bir topluluğun hiç sorumluluk almayan kişilerinin
de “suçlu olduğunu” öne sürmüştür Karl Jaspers. Bu analiz zulüm olgusunda da geçerli
olduğunu düşündürmektedir. Bir kişiye bile yapılan zulüm, aslında onu yapanlar kadar onu
destekleyenlerin, görüp de karışmayanların ortak suçu olmaktadır. Zalimin cüreti, karşı
çıkılmadıkça artacaktır. Tarihte yer almış köle isyanları, Amerika’nın kölelik mücadelesinde
yaşanan iç savaş, İnanç farklılığı nedeniyle yaşanan din savaşları, Günümüzde yaşanan
mezhep savaşları, Emek sömürüsünü amaçlayan ekonomik zulümler..
Bütün tarih boyunca yaşananlar, çekilen acılar, ölümler, kayıplar tarihin karanlık sayfalarında
yazılmıştır. İşte, Cumhur Ertekin Hocamızın, bu bilge - hekimin yapıtı “ZULMÜN TARİHİ”
bizlere bütün bunları öğrenmemiz için, düşünmemiz için yeni ufuklar açıyor. Okumanızı
elbette tavsiye ederim.
Zulümler yalnız tarihte yer almakla kalmıyor, günümüzde de çeşitli biçimlerde sürüp gidiyor.
Ortadoğu’da, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Afganistan’da, çeşitli nedenlere dayalı zulüm,
canlar almayı, acılar vermeyi sürdürüyor. Emperyalizm - kapitalizm her türlü sömürüyü
sürdürebilmek için çeşitli bahanelerle “zulüm yaratmaya” devam ediyor. Kendi ülkemizde de
hukuk yoluyla güvensizliğe sürüklenen toplumumuzda zulüm örneklerini yaşıyor ve
görüyoruz. Bağımsızlığı ortadan kaldırılmış hukuk, siyasal iktidarın ceza sopası işlevi görmeye
zorlanıyor. Adalete değil de iktidara hizmet eden hukuk, bir zulüm aracına dönüşüyor.
Ekonomik zulüm, bugün ülkemizde yaşanan gerçek bir acı durumdur. İşsizlik, bir insanın en
doğal hakkı olan çalışma hakkını elinden alarak uygulanan zulümdür. Pahalılık, ülkede
yaşayan bütün insanların karşı karşıya olduğu ekonomik zulümdür. Bir doların 10 TL olduğu
ve hatta aştığı ülkemizde dolarla alınan elektrik gibi, doğalgaz gibi, dışarıdan gelen ürünler
gibi her şeyin önlenemez pahalılığı, insanımıza uygulanan “ekonomik zulüm” değil de nedir

Allah aşkına söyler misiniz? Bu durumda eğer oturup bakacak olursak hepimiz suçlu
durumuna düşmeyecek miyiz? Elbette düşeceğiz!.. 
Elbette bu suçların bu zulümlerin ortağı olmayacağız ama bütün bunları bileceğiz. Eğer seyirci
kalırsak vay halimize..
O nedenle yaşadığımız bütün zalim uygulamalara karşı çıkmamız, Yapılan her türlü haksız ve
insafsız uygulama ve eylemlerin hepimize yapılabileceğini hatta yapıldığını bilerek kitlesel
olarak karşı çıkmamız gerektiğini bilmeliyiz. Hiçbir yerde hiçbir zaman essiz kalmayacağız,
kalmamalıyız. Zalimlerin yaptıkları zulümlerin hesabını mutlaka vereceklerini düşünmeliyiz.
Ancak o zaman biz görevimizi yapmış olacağız. Öyle değil mi?..