Hayatın bizlere sunduğu işaretler vardır. Aklımıza bir şey geldiğinde, ya da bir karar vermemiz gerektiğinde ‘görebilirsek eğer’ bu işaretler bize yardımcı olur. Bazılarımız buna inanır, bazılarımız görmezden gelir, es geçer…

Bu işaretler küçük, basit veya göze çarpar nitelikte de olabilir. Örneğin; bir arkadaşın yorumu, tanık olduğumuz bir olay ya da tek bir cümle…

Hayatın ve yaşadığımızın farkında olduğumuz takdirde bu işaretleri daha net görebiliriz. Her bir anı kontrol etmeye çalışmaktansa rüzgarın bizi taşımasına biraz izin vermek, kalbimizin bize rehberlik etmesine fırsat vermek, sanırım en doğrusu olacaktır!..

Hayatın bize sunduğu işaretleri gerçek anlamda anlayabilseydik eğer hayatımız veya bugün içinde bulunduğumuz koşullar acaba daha farklı olabilir miydi?...

Örneğin; ilişkilerde sürekli üzülen taraf olduğumuzu görecek ve hatta bunu kendimize itiraf edecek kadar cesur muyuz?..

Yine bir konu veya bir olay karşısında, karakterimize çok ters şekilde davranmak durumunda kaldığımızda bu sürecin içinde neden bulunduğumuzu sorgulayabiliyor muyuz?..

Kısacası ne yaptığımızı görebiliyor muyuz? Aslında çoğumuz hayatın bize sunduğu işaretleri göremeden ya da yok sayarak yaşıyoruz. Belki de bu işaretleri görmekten kaçınıyor, kaçıyoruz, görmeye cesaret edemiyoruz. Böylelikle kendimiz için farklı bir hayat akışı yaratıyoruz…

Hayatın bize sunduğu işaretleri zamanında görebilmek, yüz çevirmeden, cesurca yüzleşebilmek, pratikte ne kadar mümkün?..

Üstelik hayatımızın akışı bizim elimizde olmasına rağmen!...

Hayat her an, her gün, her fırsatta bize işaretler sunar, ne yapmak istediğimize karar verebilmemiz için…

Eğer yolumuz yanlış ise bize doğru yolu işaret eder. Eğer çok üzülmüş isek ‘artık üzülme, çık oradan’ der. Eğer kaybetmiş isek ‘geride bırak her şeyi, yeniden başla’ der. Sadece bakıp görebilmemiz gerekir, zamanında, cesaretle ve yüz çevirmeden…

Her işaret bir fırsattır aslında. Bu fırsatlara kapımızı ardına kadar açıp, evrenin bize bir şeyler öğretmesine izin verirsek, öğrenme ve büyüme şansını da yakalamış ve gözden kaçırmamış oluruz…

Hayatımızdaki işaretleri görüp anladığımızda ancak o zaman yolumuzu kolayca bulmuş oluruz. Zaten hayat her şeyi bizim için yolumuza dizmiş durumda. Tek yapmamız gereken kapılarımızı açık tutmaktan geçiyor!..