HAYATTA ALINMASI GEREKEN DERSLER..

Bugün, yani 28 Şubat 2022 Pazartesi, ‘hayatta alınması gereken derslere ilişkin’ kıssadan hisse
kapılacak bazıları gerçekten yaşanmış, efsane olmuş, bazıları ise uydurulmuş olsa da önemli mesajlar
içeren siyaset dışı kısa öykülerle huzurlarınızdayım. Okudukça bu öykülerden en başta bizlerin ve
günümüz dünyasında bilhassa politikacıların kıssadan hisselik hatta ibret alınacak ölçüde hayata dair
önemli dersler çıkartmasını umuyor ve diliyorum. Buyurun öyleyse; Ünlü Düşünür Sokrat (Socrates)
ölüme mahkum edildiğinde, eşi; ‘Haksız yere öldürülüyorsun’ diye ağlamaya başlayınca, Sokrat eşine;
‘Ne yani, birde haklı yere mi öldürülseydim!’ yanıtını vermiş. Buradan çıkarılacak kıssadan hisse;
‘Cesur ve haklı insanları ölüm bile korkutamıyor!’ olmalıdır. Kıssadan hisselik ikinci öykümüz, dünya
nimetlerine asla önem vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü ilk çağ filozoflarından Diyojen ile ilgili.
Diyojen bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla
karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü
yoksul filozof Diyojen’e; ‘Ben bir serserinin önünden asla kenara çekilmem’ der. Diyojen ise buna
karşılık kenara çekilerek gayet sakin şu yanıtı verir; ‘Ben ise bir serserinin önünden kenara çekilirim!’
Bu öykümüzün kıssadan hissesi; ‘Bazen selam bile verilecek değere sahip olamayana yol vermek de
en akıllı yoldur!.’
Üçüncü öykümüz ise 1700’lü yılların sonunda İngiltere’de geçmektedir. Bir şemsiye tamircisi, yazmış
olduğu şiir ve öyküleri okuyup incelemesi için ünlü yazar Şekspir´e gönderdiğinde, ünlü yazarın
verdiği yanıt şu olur; ‘Sevgili dostum siz sadece şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, şemsiye
yapmaktan sakın vazgeçmeyin, olur mu?’ Bu öykünün de bence kıssadan hissesi; ‘Herkes kendi işini
yapmalı’ olmalıdır. Sıradaki öykümüz de yine 1700’lü yıllar da bu kez Fransa’da geçiyor; Soylu
dostlarından biri, Fransız kralı 15. Lui´ ye; ‘Majesteleri, hiç akıl vergisi almayı düşündünüz mü?’ diye
sormuş ve eklemiş; ‘Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi severek
öder.’ Kral Lui, alaycı biçimde gülerek; ‘Hakikatten enteresan bir fikir, hemen emir vereceğim ve akıl
vergisini uygulamaya koyacağım.’ yanıtını vermiş ve sözlerine şöyle devam etmiş; ‘Bu akıl dolu
buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum!’ Bu öykünün de kıssadan hissesi; ‘Bazen
kraldan çok kralcıların fikirleri şaşırtır insanları, öyle değil mi?.’
Geçiyoruz, bir başka öyküye. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü astrolog Galile´ye hasımlarından biri, bir
gün alaycı biçimde gülümseyerek; ‘Efendim, Kulaklarınız, bir insan için biraz fazla büyük değil mi?’
sormuş. Galile ise hiç kızmadan gayet soğukkanlı biçimde yanıt vermiş; ‘Doğru söylüyorsun, benim
kulaklarım bir insan için biraz büyük sayılabilir ama senin kulakların bir eşek için çok fazla küçük
sayılmaz mı?’ Bu öyküde kıssadan hisse şudur; ‘Bir lafı söyleyeceğiniz zaman alacağınız karşılığa da
hazırlıklı olmalısınız. Aksi halde fena biçimde bozarlar insanı, o zaman da verecek karşılık
bulamazsınız.’
Son öykümüz ise birinci dünya savaşı yıllarında Almanya’da geçiyor. Askerlikten kaçtığı için yakalanan
ve vatana ihanet suçundan idama mahkum edilen genç bir adama infaz edilmeden önce sormuşlar;
‘Son sözün nedir, son bir diyeceğin bir şey var mıdır?’ İdam edilmek üzere olan genç adam mahcup
biçimde cevap vermiş; ‘Bu bana çok iyi bir ders oldu. Bir daha asla askerlikten kaçmayacağım,
ülkem için gidip savaşacağım!’
Bu son öykünün kıssadan hissesi herhalde herkes tarafından gayet iyi anlaşılmıştır. ‘Hayatta bazen
geç alınan dersler bayağı pahalıya, mal olabiliyor, insanı hayattan dahi koparabiliyor!.’