Hak yemenin ne kadar ayıp ve günah olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi? Peki buna rağmen neden hak yenir bilemiyorum. Peki kimin hakkı yenmiş, neden yenmiş dilimin döndüğünce anlatayım. Daha yenilerde kutladık 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını. Tüm ülke olarak Cumhuriyetimizin gururunu yaşadık, fener alayları yaptık, bazı kesimler kutlamasa da Cumhuriyeti sevenler tadını çıkara çıkara kutladı, okullarda törenler yapıldı her şey göze alınarak  konuşmalar gerçekleşti. Öyle konuşmalar yapıldı ki gözaltına alınacak kadar cesurdu. Antalya (TED) Türk eğitim derneği kolejinde görev yapan bir bayan öğretmenimiz  şöyle bir Cumhuriyet konuşması yaptı.  Onun için canını vermeye hazır olanların yanında  onun adını anmaktan imtina edenlerle beraber Cumhuriyetin bütün nimetlerinden faydalanıp  onu yok etmeye çalışıyorlar. Bir yandan  100 yıl önce anayasaya Cumhuriyet  yazdırmak için  ömrünü feda edenler  bir yanda  onu yok etmeye  çalışan  Türkiye 100 yılı masalına  herkesi inandırmaya çalışanlar. Peki tüm bunlar olurken sen neredeydin bildin mi? 100 yıl  önce  kurtulmuş Cumhuriyetinin değerini özgürlük kelimesinin anlamını kavrayabildin mi? Gerçekten  kula kulluk  etmediğin her gün için  şükrettin mi yaratana. Koskoca ülke  Araplar için darphane, Bulgarlar için AVM,   Suriyeliler için doğumhane, bizim için tımarhaneye dönüştürülürken sen neredeydin?  Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti  ibareleri sökülürken  milli marşı kağıda bakmadan  okuyamayan ya da  milli marş  okunurken ayağa kalkmaya tenezzül etmeyen  bir güruh gencecik  kadın sporcuların  yaptığına  millilikten söz ederken sen nerdeydin. Cumhuriyetin göz bebeği   bütün fabrikaların bir bir yabancılara  satılırken  T.C. Vatandaşlığı  parası olan herkese çerez gibi dağıtılırken  yabancılar ülkemde  imtiyazlarla sefa sürerken  parası olan  her şey hüküm sürerken  memurun, doktorun, işçinin, öğretmenin  kendi ülkesinde  2. sınıf vatandaş muamelesi görürken  ve en önemlisi geleceğin güvencesi  gençler  umutsuzca ülkeden gitmenin yollarını ararken  sen neredesin? Diyen  Antalya  TED kolejli öğretmeni yaptığı bu konuşmasının ardından  emniyet güçleri tarafından gözaltına alındı. İfadesinin ardından serbest bırakıldı. Serbest bırakılması  önemli olabilir  gözaltına alınması  daha önemli değilmi?  Antalya TED Koleji 1928 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulmuş  bu kutsal kurumda görev yapan  ve Cumhuriyet konuşmasına  gerçek yaşamdan  yorumlar katan bir öğretmen  gözaltına alınıyor. Aslında anlatmak istediğimi daha açık yazayım  sevgili öğretmenimiz bu konuşmayı yaparken  kolejin bahçesinde  törene katılan yüzlerce kişi bu öğretmeni çılgınca alkışlıyor. Eğer öğretmen suç işlediyse onu alkışlayanlarda bu suça ortak olmuştur. Peki o alkışlayanlar niçin gözaltına alınmadı bunu adına hak yemek denir. Bu gözaltı kararından sonra Antalya Emniyet Müdürlüğü’nden bir açıklama yapıldı.  Konuşma yapan  bir şahısın  öğretmen olduğu  konuşması içeriğinde Türkiye 100 yılını hedef aldığı  bir eğitim kurumunda  siyaset yaptığı ve birlik ve beraberliği zedeleyerek , araştırıcı tutumun  sergilendiği şekilde yer alan  görüşler üzerine  hakkında  5237 sayılı  Türk ceza kanunun un 216 maddesi  kapsamında  adli işlem yapılmaktadır denildi. Şimdi ne yaptı bu öğretmen yalan mı söyledi iftiramı attı?  Resmi Dairelerden T.C. ibarelerini kaldırmak istemediler mi? Fabrikalarımız satılmadı mı? Gençlerimiz yarınından endişe duyduğu için yurtdışına gitme mücadelesi vermiyor mu? Bunlar doğru değilse  konuşma yapan öğretmen çok ayıp etmiş  eğer doğruysa  bunu yapanlar galiba hak yiyor.