Ramazan; bereketin en çok hissedildiği aylardan biridir. Sofralar dolar, iftar saatinde heyecan artar, sahurda besmeleyle yeni bir güne niyet edilir. Ancak bu bereketi gerçekten koruyabiliyor muyuz?
Ramazan; bizlere sabrı, paylaşmayı ve kanaatkârlığı öğretirken, bazen farkında olmadan tam tersini yapıyoruz. Daha fazla alıyoruz, daha fazla hazırlıyoruz, daha fazla tüketiyoruz…
Oruç; bizlere nefsimizin isteklerini kontrol etmeyi öğretirken, aslında çok az şeyle doyabileceğimizi de hatırlatır. Ama bizler tam aksine, sofralarımızı gereğinden fazla doldurup, gözümüzü doyurmaya çalışıyoruz.
Gün boyu aç kalan insan, iftar saatinde en güzel sofrayı kurmak ister. Çeşit çeşit yemekler, tatlılar, içecekler…
Sonuç olarak sofraya koyduğumuz her şeyi tüketemediğimize göre, burada nefsimizin oyununa gelip gözümüzü doyurmaya çalışıyoruz. Sonunda da ne yazık ki çöpe giden ekmekler, ziyan olan yemekler…
İsraf sadece yemekle sınırlı değil aslında. Vaktimizi, enerjimizi hatta bu mübarek ayın getirdiği manevi güzellikleri de israf edebiliyoruz…
Oysa Peygamber Efendimiz(s.a.v.) ‘İnsanoğlu midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır’ buyurarak, aslında bize dengeli ve bilinçli tüketmenin önemini gösteriyor…
Kanaatkâr olmak, elimizdekine şükretmek, ihtiyacımız kadar almak, gereksiz harcamalardan kaçınmak demektir. Ramazan bize sabrı öğretirken, aynı zamanda elimizdekine şükretmeyi de hatırlatır, az ile yetinmeyi, açın halinden anlamayı öğretir. Gün boyu aç ve susuz kalan bedenimiz, aslında çok az şeyle de doyabiliyor. Bunu fark ettiğimizde, gözümüz değil gönlümüz doymaya başlar. Bu farkındalığı kazandığımızda israftan uzaklaşıp, kanaatkârlığa yaklaşırız…
İhtiyacımızdan fazlasını tükettiğimiz bir gerçek. Oysa gerçek bereket azda gizlidir. Gerçek zenginlik, kanaatkâr olup az ile yetinebilmektir.
Ramazan; sadece sofraları donatmak değil, asıl gönülleri doyurmaktır. Ramazan’ın bereketini sadece yemekte değil, gönlümüzde de hissedelim. Çünkü gerçek doyum, mideyi değil kalbi doyurabilmektir. Göz hiçbir zaman doymaz ama gönül kanaatkârlıkla huzura kavuşur…
Unutmayalım ki bereket azda gizlidir ve paylaşmadıkça hiçbir şeyin gerçek anlamda bereketi olmaz. Ramazan sadece oruç tutma ayı değil; elimizdekine şükretme, israftan kaçınma ve kanaatkârlığı hayatımıza katma ayıdır. Bu ay da ve hayatımızın kalan bütün aylarında gözümüzü değil gönlümüzü doyurmaya gayret edelim. Hayırlı Ramazanlar…
Yorum yapın