Ramazan; sadece oruç tutup ibadet etmekle sınırlı olmayan, paylaşmanın, yardımlaşmanın ve dayanışmanın en güzel şekilde yaşandığı mübarek bir aydır.
Bu ay bize açın halinden anlamayı öğrettiği gibi, elindekini, sofrandakini paylaşmayı, gönülleri kazanmaya vesile olmayı da öğretir.
Çünkü Ramazan’ın bereketi sadece sofralarda değil, verilen bir lokmada, uzatılan bir elde, ihtiyaç sahibinin yüzünde beliren tebessümde saklıdır.
Ramazan’ın güzelliklerinden biride yardımlaşma duygusunun en üst seviyeye çıktığı bir ay olmasıdır. İnsanlar sadece kendi ibadetleriyle değil, başkalarının yükünü hafifletmekle de huzur buluyor. Zekât, fitre, sadaka gibi ibadetler, bu ay daha da anlam kazanır, çünkü bu ayda yapılan hayırlar fazlasıyla karşılık bulur.
Her yıl Ramazan ayında düzenlenen yardım kampanyaları, hazırlanan erzak kolileri, kurulan iftar sofraları, yapılan hayır işleri, bu paylaşım ruhunun en güzel örneklerindendir. Birçok insan, bu vesileyle hiç tanımadığı insanlara yardım eli uzatır. Hayırseverler gizli bir el gibi ihtiyaç sahiplerine ulaşır ve destek olurlar. İftar çadırları kurulur, mahallelerde dar gelirli ailelere erzak kolileri ulaştırılır.
Öyle insanlar var ki, yardıma muhtaç olduklarını asla belli etmezler, muhtaçtırlar ama yardım istemek bir yana, beklentiye bile girmezler.
İşte gerçek yardımlaşma, onları incitmeden, onurlarını kırmadan yanlarında olabilmektir. Bunu görüp, fark edip görünmez bir el olabilmektir. Kısacası gönülden gönüle görebilmek, yetişebilmek, uzanabilmektir gerçek yardımlaşma.
Peygamber Efendimiz(s.a.v.), ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir!’ Buyurarak paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Bizlerde bu bilinçle, çevremize karşı daha duyarlı olmalı, kimlerin zor durumda olduğunu fark etmeli, onların yükünü hafifletmeliyiz.
Her şey maddiyat da değil, yardımlaşma sadece maddi destekle sınırlı değil çünkü. Bir tas çorbayla yalnız bir komşunun kapısını çalmak, bir çocuğa küçük bir hediye vermek, bir yetimin başını okşamak da kısacası gönülden gönüle ulaşabilmek de büyük bir iyilik ve sevap kapısıdır. Ramazan bu tür küçük ama anlamlı iyiliklerin arttığı bir aydır.
Ramazan; sadece açlıkla sınanma ayı değil, gönüllere de dokunma fırsatıdır. Sahurda dua ederken, iftarda lokmalarımızı paylaşırken, elimizden gelen iyiliği yaparken aslında kendi ruhumuzu da arındırırız.
O halde bu mübarek Ramazan ayını gerçek anlamıyla yaşayalım. İyiliği paylaşarak, gönülleri kazanarak, muhtaç olanın duasına ortak olarak…
Çünkü Ramazan, sadece aç kalmak değil, aç olanı doyurabilmektir. Hayırlı Ramazanlar.
Yorum yapın