GİZLİ SAVAŞLAR

Dinlerine, vatanlarına sahip çıkmayanların bir gün gelir, düşmanlar o ülkelere sahip çıkarlar. Sonra sizin elinizden Kur' anı alırlar. Yerine şuan geçersiz olan İncil kitabını verirler.

Bunlar neyle olur derseniz, Müslümanların ellerindeki silahlardan daha üstün silahları olan İslam düşmanlarının ellerindeki silahlarla olur. Peki bu korku veren, silahları, teknolojileri kimler yapar derseniz bu silahları, teknolojileri ancak Allahın emri olan, birlik beraberlik içerisinde olabilen Müslüman olan ve olmayan, her topluluk, her devlet yapabilir. 

Çünkü, birlik beraberlik içinde olmayanlar, gönülleri kalpleri iyilikte birleşmeyenler, böyle teknolojileri ve silahları asla yapamazlar. İşte ABD Başkanı Biden diyor ki: İran asla bir nükleer silah sahibi olamayacak demesi bütün dünya Müslümanlarına adeta tokat gibi bir cevap oluyor.

Çünkü silahın yoksa, paran yoksa devletler arasında gerekli şekilde konuşamazsın. Gereğince ülkeni koruyamazsın, sonra bayrak, ezan, namus elden gider. Bu nedenle bütün Müslümanlar hepimiz birlik beraberlik içinde olup Allahın ipine sımsıkı sarılmalıyız. Bunlar otururken, yatarken olmaz. Okuyacaksın, hayırlı ilim sahibi olacaksın ki düşmanlar seni lop diye yutmasınlar.

İşte Biden'in demek istediği İran asla nükleer sahibi olmasın demek istediği işte bu. Eğer İran'ın elinde nükleer silahlar olursa diyor ABD biz İran'ı her açıdan ele geçiremeyiz. Doğal gazını, petrollerini ellerinden alamayız. Bayrağını indirip, ezanlarını susturamayız diyor. Ve ABD diyor ki biz bilim adamlarımızla, üniversitelerimizle, sanayicilerimizle birlik beraberlik içinde, gece gündüz çalışıp nükleer silahlarımızı zamanında yaptık. Uçak gemilerimizi. Atom denizaltı gibi silahlarımızı ve atom bombasını yaptık.

Şimdi de artık uzay savaşlarına hazırlanıyoruz. Bununla beraber biz Müslüman Devletlerin bizim gibi silahlar, teknolojiler yapamamaları için, biz bazı Müslüman devletlerin içlerine, casuslarımızı ve gizli servislerimizi göndererek o ülkenin üst seviyedeki siyasetçileri, generalleri, para ile mevki makamla adeta beyinlerini Arap sabunuyla yıkayarak, gizli servislerimiz ve casuslarımızın sayesinde zamanla onların dış görünümleri, o ülkenin insanları gibi gözükse de aslında o kandırdığımız insanların içleri ve beyinleri tam bir ABD'li veya İsrailli gibi olurlar.

İşte Suriye, Irak, Libya, Afganistan İran gibi biz bu ülkelerin içlerine ırkçılığı sokarak Sünni gibi Şii gibi çeşit çeşit ayrımcılıklarla o ülkelerin içlerine fitne fesat tohumlarını ekerek onları birbirine kırdırıp zamanla DAEŞ gibi teröristlerimizle o ülkelerde iç savaşlar çıkararak ABD ve Haçlılar olarak biz avuçlarımızı ovuşturarak, oturduğumuz yerden Müslümanlara karşı savaş bile yapmadan Müslümanları iç savaşlara sürükleyerek içerden çökertmiş olduk.

İşte böyle içi ABD, İsrail, dışları ise Suriyeli, Iraklı, Libyalı, Mısırlı olan o hain generaller dünyanın jandarması ve en güçlü ordusu böylece biz olmuş olduk. Eğer bir ülkede iç düşmanlar yoksa o ülkeye dış düşmanlar hiç bir düşmanlık yapamazlar.