DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ

3 Aralık günü dünya engelliler günüydü.

Dünya engelliler günü Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılından bu yana 3 Aralıkta kutlanan uluslar arası bir hatırlatma günüdür. Bu günde dünya çapında organizasyonlar düzenlenmektedir. Hükümet desteği ve sivil toplum organizasyonlarıyla birlikte bu günün kutlanması çeşitlilik göstermektedir. Her yıl bugün için değişik bir tema edinilmektedir. Engellilik konusu yalnızca engelli bireyleri ve aileleri, değil toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendiren bir konudur. Bu gün tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu özel günün anlamını pekiştirecek çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bir yandan engelli hakları vurgulanırken diğer yandan da engellilerin yaşadıkları zorluklara dikkat çekilmektedir.

Etrafımızda anatomik kusuru olan birçok engelli insan bulunmaktadır. Yaşadığımız dünyada başımıza ne geleceği nasıl bir kaza geçireceğimiz ve nelerle karşılaşacağı hiç belli olmuyor. Onun için her şeye hazırlıklı olmak gerekiyor. Bazen umulmadık bir haber alındığında veya beklenmedik bir anda çalan telefonda neyi duyacağımıza bize nasıl beklenmedik bir haber verileceğine hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu konuda yaşanmış bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum.

-Anne-baba San Fransisco’dayım… Artık eve dönüyorum, ama sizden de bir şey rica ediyorum, yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum.

-Memnuniyetle oğlum, onunla biz de tanışmak isteriz.

-Fakat bilmeniz gereken bir şey var. O arkadaşım bir engelli. Savaşta ağır yaralandı, bir mayına bastı ve bir koluyla bir ayağını kaybetti. Onun şimdi gidecek bir yeri yok, bu yüzden gelip bizimle kalmasını istiyorum.

-Bunu duyduğumuza üzüldük oğlum, belki el birliğiyle onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz.

-Hayır, anne, baba lütfen, onun bizimle yaşamasını istiyorum.

-Oğlum dedi, babası, sen bizden ne istediğini bilmiyorsun, onun gibi bir özürlü ve sakat kişi bize korkunç bir yük olur. Bizim kendimize ait bir hayatımız var ve bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence hemen bu arkadaşını unutup eve dönmelisin, o kendi başının çaresine bakacaktır. Oğlu o anda telefonu kapattı. Ve ailesi ondan birkaç gün sonra, San Fransisco polisinden bir telefon gelinceye kadar haber alamadı.

Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrenir öğrenmez hemen San Fransisco’ya uçtular ve bu olayın bir kaza değil, intihar olduğuna inanan polisler tarafından, cesedi tespit etmeleri için şehir morguna götürdüler.

Üzüntülü anne baba morgda kendilerine gösterilen evlatlarını tanıdılar ama o anda bilmedikleri bir şeyi daha öğrenip dehşete düştüler,

Bu ceset kendi çocuklarıydı ama ne yazık ki sadece bir kolu ve bacağı vardı.

Kendilerine telefon açan oğullarının Vietnam savaşında yaralandığını ve sakat bir arkadaşı olmadığını öğrendiler.

Değerli okuyucularım hayat tesadüflerle dolu onun için nerede olursa olsun iyi düşünüp çabuk karar vermeden sonradan pişman olunacak bir söz söylemeden ve karşımızdakini kıracak ve üzecek bir hareket ve davranıştan kaçınmalıyız. Büyüklerimiz ‘acele işe şeytan karışır’ diye boşuna dememişler. Önemli olan vücudumuzda ki anatomik bir engellik değil kalbimizde ki engelleri yok etmektir. Onlara duyulan empati eksikliğini gidermektir.

Günün sözü-Hiç ayrılmayacak gibi karşılamalı, hiç görmeyecek gibi vedalaşmalı.

Sağlık ve esenlik dileklerimle.. Aslan TORUN