DÜN BİR BUGÜN İKİ

Seçimlerin üzerinden çok zaman geçmedi. Ancak gerçek yüzler ortaya çıkmaya başladı. Geçtiğimiz haftaki yazımda eğitimden uzun uzuna bahsetmiştim. Siyasilerin eğitim konularındaki görüşlerine yer vermiştim.

Bu hafta HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu eğitime katkı verecek güzel açıklamalarına yer vermeseydim haksızlık etmiş olurdum.  Cumhur İttifakı kanadından TBMM giren HÜDAPAR laikliği hedef alarak; “Laiklik bu memlekette  din  düşmanlığı olarak  uygulanmıştır Karma eğitim en fazla  kız çocuklarına zarar veriyor,  karma eğitim dayatmasından  vazgeçilmelidir.”

Olur ağam başka bir emriniz var mı? diye sormak isterim. Diğer taraf tanda acaba bu konuşmalar  artan  yaşam koşullarının  üstünü örtmek için mi anlaşmalı yapılıyor olmasın  zira bu ülkede olmaz olmaz demeyin her şey her an olabilir. Bakın ülkemizde başka neler oluyor. Sayın Cumhurbaşkanımız seçimler öncesi  bir mitinginde halka seslenirken  aynen şöyle söylüyor;   “Yeni bir müjdeyi paylaşmak istiyorum  Cudi, Gabar’da  günlük 100 bin varil üretim kapasiteli petrol bulduk” dediği günden bu güne petrole her gün zam geliyor. 

Ülke olarak bu zamlara razı olacağız belki ama sadece bu zamlarla kalsa keşke çoğumuzun  bilmediği bazı saklı gizli giderlerimiz var bakın bunlardan bir tanesini sizinle paylaşalım. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbayın kaleme aldığı şu haberi bir hatırlayalım.  30 Mart 2023 tarihli haberinde Uluslararası tahkim mahkemesinin kuzey Irak’tan kaçak petrol ticareti yaptığı gerekçesiyle  Türkiye’yi, Irak merkezi hükümetine 1.4 milyar dolar tazminat ödemeye mahkum ettiğini yazmıştı.   Türkiye Cumhuriyeti Enerji Bakanlığı’nın karara itiraz etmediğini ve karara uyulacağını yazmıştı.

Buraya kadar anlaşılmayan bir şey yok sanırım bu ceza neden ve nasıl geldi bunu da bir çoğumuz bilmiyor.  2011 yılında  powertrans adlı bir petrol taşıma şirketi kuruluyor şirketin sorumlusu dönemin enerji Bakanı damat  Berat Albayrak o tarihte  Erdoğan Başbakan  bakanlar kurulu kararıyla bu şirketi  Irak’tan petrol ticaretinde  tek yetkili kılıyor ve tekel oluşturuluyor.

Şirketin yetkilileri  Berat  Albayrak, enişte Ziya Ülgen, ve Hasan Yeşildağ  şirkti indiregandi  yaptığı petrol için  verilen  1.4 milyar doların faizleri hesaplandığında  3, 5 milyar Dolar  ödenecek  ancak  çok önemli bir konu var, bu parayı kim ödeyecek. Bizleri kıskananlar değil biz ödeyeceğiz biz hani bilin istedim.

 Şimşek konuşuyor onlar bildiğini yapıyor. Biz olsak sopayla kovalarlar. Ülkenin kötü giden ekonomisine yön vermek için yalvar yakar getirilen Bakan Şimşek gelir gelmez yeni yaptırımlar uygulamaya başladı.

 Başladı başlamasına da fakir fukaradan başladı. Ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen emekliden başladı. Kemerleri sıkın dedi.  Kemerlerinde sıkılacak yer kalmayan garibanlar yine de Bakan Şimşek’, dinlediler ve kasap dükkanlarının önünden geçmeme kararı aldılar ama bazıları var ki Bakanın genelge gönderdiği gün genelgeyi delerek tasarruf bize göre değil yada itibardan tasarruf olmaz dercesine  kurumuna araç kiraladı.

 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı  Mahinur  Özdemir Göktaş, kurumunda kullanılmak için 800 bin liraya araç kiraladı. 256 gün kullanılacak bu araca 799,850 TL ödenecek.

Aracın kendisi kaç lira bilmiyorum nede olsa itibardan tasarruf olmaz. Peki anladım ancak Dünya Şampiyonu olan Filenin Sultanları bu ülke için bir itibar deyilmiydi? eyer itibarsa neden spor Bakanı Şampiyonluk maçına katılmadı.

Oda benim gibi televizyondan mı seyretti acaba. Tarifeli uçakla sporcuları getirmek  tasarrufumu  yoksa  gerçekten bu yaşanan ve elde edilen başarı  itibar değil mi?

Neyse  itibara noktayı koyalım  birde dün etek öpenler bugün hakkımızı helal etmiyoruz diyorlar. Kim bunu diyen  Bolu Belediye Başkanı Tanju  Özcan’a meclis toplantısında dolu su şişesi fırlatan  Hacer Çınar  Çınar’ı  biraz tanıyalım. Bir açılışta Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı hayli duygulandırmıştı. Çınar, Erdoğan içim Allah benim ömrümden alıp sizin ömrünüze versin Allah sizleri başımızdan eksik etmesin diye yalvarmıştı. Hacer Çınar şimdi Bolu Ak Parti meclis üyesi  daha önceden sağlık hizmetlerinde taşeron işçi olarak çalışmıştı ve Hak İş sendikası üyesi idi.  Çınar geriye dönük alacaklarını alamadığı için ekranlardan seslenerek yetkililere sesini duyurmak istedi defalarca yazdık, çalmadık kapı bırakmadık, sabırla bekledik bütçe meclisten daha çıkmadı dediniz yine bekledik  yine bekledik. Peki bu arada neler mi oldu ev kiraları yükseldi, petrol koştu gitti, altına, dövize ulaşılamaz oldu tüm bunlara rağmen devletimizin yanındaydık ama artık her şey bitti.

Sabrımız kalmadı paramızı ödeyin ve bizi daha fazla mağdur etmeyin demek ki  çeşme akarken Allah benim ömrümden alsın sana versin çeşmenin suyu kesilince sabrımız kalmadı neyse Hacer hanım daha iyisini bilir.