DİN ve SİYASET

Başta CHP, yine ülkemizdeki pek çok siyasetçiler ve bazı dini cemaatler uzun yıllardan beri din ile siyaseti birbirine karıştırmayın diye söyleyip durdular. Üstelik din ile siyaseti karıştırmayın din ayrı siyaset ayrı diyerek halkımıza yıllardan buyana ve hala devamlı telkinlerde bulunuyorlar.

Siyasetçi ve din görevlileri böylece din ile siyaseti birlikte anlatımını bazı cemaat evlerinde ve camilerde namaz öncesi cami bahçelerinde bile adeta konuşulmasına kendilerince yasak getirmiş oluyorlar. Tabi din ile siyaset birlikte konuşulduğunda bazen münakaşalar, kavgalar bazen de karakolluk olaylar bile olabileceğinden biz Müslümanlar her nedense iki üç kişi bir araya gelindiğinde din ile siyaset konuşmalarından yıllardan beri hep uzak kalmışız.

Aslında camilerde ve cemaat evlerinde ve ayrıca kendi evlerimizde çocuklarımıza, ailemize kavgaya gürültüye girmeden dini mevzulardan da siyasi mevzulardan da bilinçli bir şekilde ve bilhassa yakın tarihe dayalı mevzuları konuşup birbirimize anlatmalıyız.

Bakın bir söz vardır. İki kişi, üç kişi bir araya geldiği zaman hâl hatır sorduktan sonra ya dinden, ya siyasetten ya türlü sanayilerden yada yine her türlü ticaret mevzularından konuşmalıyız. Çünkü bunların dışındaki konuşmaların hepsi boş konuşmalardan ibaret olmuş olur. Boş konuşmalar ise ne dinimize, ne vatanımıza nede milletimize hiçbir faydası olmayan konuşmalardandır.

Bir zamanlar bir adamın karnı ağrıyormuş. Bugün doktora yarın doktora giderim derken ağrılar iyice şiddetlenince adam mecburen doktora gider doktor film, röntgen, tahlil yapar doktor adama yarı sert bakarak nerede kaldın be kardeşim, sen çoktan kanser olmuşsun der. İşte bizlerde din ile siyaseti birbirine karıştırmaya karıştırmaya İslam dini maalesef günümüzde giderek zayıflamış böylece siyaset denilen politika, tamamen hayatımızda kanser olmuş durumda.

Çünkü her şey zamanında olurmuş. Biz din ile siyaseti birbirinden ayırıp siyaseti siyasetçiler yapsın, dini, hocalar yapsın diyerek dünyada pek çok düşman ülkelerinden geri kalmışsız. Eğer bizler din ile siyaseti seksen - doksan seneden buyana birlikte camilerde ve cemaat evlerinde konuşa konuşa bugünlere kadar gelebilseydik şimdi ne kavgalar olurdu nede karakolluk olaylar olurdu.

 

Fakat maalesef uzun yıllar dinle siyaseti beraberce rahat konuşamadığımızdan şimdi ise cami içinde olsun, cemaat evlerinde olsun siyaset ile alakalı üç beş kelime bile konuşmaya kalktığımızda aynen Fenerbahçe, Beşiktaş taraftarları gibi olup birbirimizin başını gözünü yaracak gibi oluyoruz. Senin partin, benim partim iktidar olacak diye birbirimizle küskün kalmalar, ayrı düşünceler meydana geliveriyor. Tabi ki her şey zamanında. Şimdi ise dinle siyaseti camilerde cemaat evlerinde konuşmamakla hepimiz bir büyük yanlışın içindeyiz.

Çünkü dinden ala geldiğimiz bilgileri siyasette kullanamadığımızdan dolayı hepimiz bir yanlışın bir zararın içindeyiz. Halbuki bir yanlışı gördüğün zaman elimizde, dilimizde buna da gücümüz yetmiyorsa kalbimizle buğz etmeliyiz. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz Şeytandır. Bizlerde haksızlık karşısında yanlışlık karşısında susa susa pek çoğumuz bananeci bizeneci ola geldik.

Yahudilerin dediği gibi işin yoksa şahit ol paran çoksa kefil ol bu batıl söze aldanıp bu hallere geldik. İşte görüyorsunuz siyasetçilerin bile bile yalan sözlerine inanıp o siyasetçilere taraf olduk ve mitinglerinde yalan söyleyen siyasetçilerin söz verip sözünde durmayanlara durmadan hep alkış yaptık.

Onlara seçim zamanı erkenden gidip o yalancı siyasi partilere oy verdik. Unutmayalım ki yalan söylemek dinimizde büyük günahlardandır. İşte yapılan her türlü yanlışlıklara milletimizin pek çoğu aldanmış olduğundan düşmanlarımız durmadan silahlar yaparken biz hep dinle, Kur'ân'la, ezanla, baş örtüsüyle uğraşa gelmişiz.

Şimdi siz diyorsunuz ki dinle siyaseti birbirine karıştırmayın demek istiyorsunuz. Oysa İslam dininden alacağımız gücü alıp yerine getirmiş olsaydık şimdi biz Müslümanlar olarak düşmanları korkutacak nükleer silahlarımızı çoktan yapmıştık. Unutmayalım ki Allah'ın emri düşmanların silahlarından daha üstün silahlarla silahların birlik beraberlik içinde olup yalan söylemeyin. Verdiğiniz sözü yerine getirin, haksız yere cana kıymayın ve Kur'ân'da daha birçok ayetleri biz Müslümanlar gereği şekilde tam manasıyla yerine getirmemişiz sonrada dinle siyaseti kanun gibi birbirine karıştırmayın diye adeta biz Müslümanlara birer uyku hapı verip adeta bizleri ayakta uyutmuşsunuz.

 

Müslüman akıllı olur, ayakta uyumaz. Biz Müslümanlar bütün düşmanlarından daha akıllı olmamız için öncelikle namazlarımızı huşu içerisinde kıldığımız zaman dünyanın en üstün devleti biz oluruz ve o zaman yanlış yapan siyasetçi ile doğru yapan siyasetçiyi birbirinden ayırmak bizler için çok kolay olurdu. Tabi ki din ile siyaseti birbirine karıştırarak.

Eğer diyanet FETÖ haininin, papazlarla diyalog yaptığı yıllarda diyanet deseydi ki Müslüman olmayanlarla diyalog olmaz. Bu o FETÖ haininin Müslümanlar için ülkemiz için tehlikeli bir tuzak kurma peşinde olduğunu siyasetçilere Diyanet önceden uyarıda bulunsaydı belki de 15 Temmuz belası olmayacaktı.

Kafirun Suresi Ayet 6: Sizin dininiz size, benim dinim bana.

 

Güngör Büyükçınar

Selam ve Dualarımla

Balıkesir