Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta parti gurup toplantısında yaptığı konuşmada eliyle meşhur Rabia işareti yaparak biz bitti demeden bitmez dedi. Bu sözü niye sarf etti bilemiyorum. Erdoğan dese de demese de bitmiş ama bazı gerçekleri görmek istemiyor sandalye sayısı fazla olabilir ülke için çok önemli olan yerel yönetimleri kaybetmenin ağır geldiği ortada.
Bu yenilgiyi Cumhurbaşkanı Ekonomi Politikaları Baş danışmanı Yiğit Bulut bile hazmedememiş bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti için bir milli güvenlik sorunudur diyor. Bunun altında neler neler aranır anlatması bile uzun zaman alır ancak bu sözlerden sonra en güzel yanıtı eski AK Parti milletvekili Mehmet Metiner verdi.
Metiner Yaptığın doğru değil Ekrem İmamoğlu yalnızca bir Belediye Başkanı değil Devletlülerle yarışıp zafer kazanmış biridir deyiverdi. Sadece Metiner değil kimler neler neler söyledi bunları tek tek yazmaya gerek yok. Sayın Bulut söylediği sözlerde haklı olsaydı hiç kimse engelleyemez ve İmamoğlu’nun bir milli güvenlik sorunu olduğunu tekrarlar dururdu ancak şunu unutmamak gerekir Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz bitti demeden bitti demez” sözünün hatalı olduğunu Sayın Bulut’ta farkında olduğu için İmamoğlu’na bir şeyler söyleyip gündemi saptırmak oldu peki başarılı oldu mu kısmen diyebiliriz.
Ancak biz bitti demeden bitmez sözleri çok iddialı ama bu iddia çok boş bir iddia şöyle küçük küçük örnekler verelim en basitinden Kütahya Zafer Havaalanı yap işlet devret yolcu garantisiyle yapıldı.
Garanti edilen giden yolcu sayısı 329,433 gerçekleşen giden yolcu 6,848 hata payı % 97,92 garanti ödeme 1.710.450 Euro güncel kurla 59 milyon TL. Zafer havaalanının maliyeti 50 milyon Euro şirkete ödenecek garanti tutarı 68 milyon Euro 2044 yılına kadar şirkete ödenecek garanti tutarı 208 milyon Euro bu sadece yanı başımızda bulunan Kütahya ilinin havaalanı böyle yüzlerce örnek var.
Otoyollar, geçiş garantili, köprüler, şehir hastaneleri, bakanlıkların astronomik kiralarla oturdukları binalar yani yap işlet devret bunların yapıldığını gördük de devredilişini görmeye ömrümüz yeteceğini sanmıyorum tüm yaşadığımız bu olaylara karşı hala biz bitti demeden bitmez diyen iktidar son on yılda yapılan vergi ve harç indirimlerine bir göz atarsak Türkiye’de büyük ihaleler almakla tanıdığımız beş şirketin vergi borcu 128 kez siliniverdi. Kolin inşaatın 36 kez, Kalyon şirketinin 19 kez, Limak şirketinin 19 kez, Makyol şirketinin 24 kez, Cengiz şirketinin ise tam 30 kez vergi borcu silindi. Bu yapılanlarla ülkenin bittiği ortadayken hala biz bitti demeden bitmez demenin anlamını çözemiyorum.
Emekliler işçiler öğrenciler kısacası halkın % 80’i açız diye meydanlarda haykırırken bizleri çok iyi yönettiğini zanneden iktidar emeklinin feryatlarını duyma yerine bakın yurt dışında neler yapıyor.
Kazakistan’da Hoca Ahmet Yesevi Camisi yaptırarak 10.46 milyon harcıyor, Belerus Minsk Cami için 17 milyon, Filipinler Fatih Osmanlı Camiine 1 milyon dolar, Haiti Boukman Buhara Cami için 0.13 milyon, Rusya Moskova Cami 170 milyon dolar, Arnavutluk Tiran Merkez Cami 65 milyon dolar, ABD Diyanet Merkez Cami 100 milyon, Kuzey Kıbrıs Hala Sultan Cami 30 milyon dolar, toplam 493.19 milyon dolar harcıyor.
Sonrada Merkez Bankası 818 milyar 182.8 milyon zarar ettiği açıklanıyor emeklinin aç gezdiğinin ve bittiğinin resmidir ancak tüm bu olaylar karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuşuyor, “Gerektiğinde bütçe imkanlarını zorlama gerektiğinde başka kalemlerde fedakarlık yapma pahasına tercihimizi hep çalışandan emeklerinin karşılığını verme istikametinde kullandık tabiî ki sonuçta imkan mümkün arasında bir denge kurma mecburiyetinde kalıyoruz” diyor.
Ancak çalışana verilen 17 bin liralık ücretin 8,9 bin lirasını kiraya verdiğini çok iyi biliyorlar peki ne yapmak gerekir bunu izah etmek tabiî ki bana düşmez ancak şunu hatırlatmak zorundayım. Bazı firene basılması gereken yerlerde gaza basmanın tehlikeli olduğunu biliyoruz örneğin laik bir ülkede altı bakanlığın bütçesini aşan bir bütçesi olan Diyanetin bütçesini konuşmak asli görevimiz olmalı.
Dini İslam olan ve halkının çoğunluğunun Müslüman olduğu bu ülkede Diyanet dinimizi yeniden keşfedip kapı kapı dinimizi mi anlatıyor? bu güne kadar Diyanet Vakfı yurt dışında 103 cami yaptırdı Türkiye’de bin şubesi bulunan dünyanın 154 ülkesinde faaliyet gösteren bir sivil toplun kuruluşu olan TDV’nın geliri 914.203.123.97 olarak bildiriliyor.
Peki böyle bir geliri olan Türkiye Diyanet Vakfı’nın olduğu bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi neden altı bakanlığın bütçesinden daha fazla neden?
Emekliye Temmuz zammı yok denildi. Asgari ücretlilere yok denildi. Ancak Milletvekillerine zam var mevcut vekil maaşı 141 bin lira Temmuz zammı şimdiden belli oldu ve 43 bin lira zam alacak ve maaşı 184 bin lira olacak, bununla bitmiyor hem emekli hem de milletvekili olanlar 230 bin lira maaş alıyor 69 bin de Temmuz zammını eklersek 299 bin lira yapar bu zamları duyan insafsız meclis lokantası fırsatı değerlendirip yemeklere hemen zam yapmış pilav 7,5 liradan 10 liraya, kuru fasulye ise 38 liradan 42 liraya yükselmiş. Allah tez günlerde her vekilime ZOKATSI yemeyi kısmet etsin benim duamda böyle ne yapalım.
Yorum yapın