DEPREMLER ASLA SÜRPRİZ VEYA TESADÜF DEĞİLDİR!..

Son birkaç gündür, hatta son bir hafta, on gündür kafamda sorular dolaşıyor, durmadan o sorulara yanıt arıyorum. 6 Şubat pazartesi günü yaşanan Kahramanmaraş merkezli iki ayrı deprem sürpriz mi, yoksa tesadüf mü? Devletimiz acaba ‘depremler asla tesadüf değildir’ gerçeğini bilmiyor muydu? Bence biliyordu. O bölgenin, yani doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinin, tarihsel olarak büyük depremler, yani doğal felaketler yaşadığı aslında bilinen bir gerçektir. Tarihin tozlu yapraklarını açıp bakarsanız eğer, Kemalpaşazade'den, Tevarih-i Al-i Osman’a, Şemdanizade Süleyman Efendi'ye, Mür'i't-Tevarih’e kadar gelmiş geçmiş önemli Osmanlı tarihçileri yaşanılan depremleri hep yazdılar, anlattılar. Onların kitaplarında meraklısına İstatistiksel verilerin bile olduğu bilinmektedir. Gelmiş geçmiş bütün tarihçiler Türkiye’nin, dünya üzerindeki en aktif deprem bölgelerinden biri olup, Alp-Himalaya kuşağı üzerinde olduğu belirtmektedir. Bu durum şu demektir; ‘Afrika Arabistan levhalarının kuzey-kuzeydoğu hareketi Doğu Anadolu bölgesini en tehlikeli coğrafya yapmaktadır.’

Uzmanlar tarafından bilinen, söylenen aslında herkesin bilmesi gereken gerçek şudur; Türkiye'nin en etkin ve diri ana fay kuşağından biri Doğu Anadolu fayıdır. Bu fay ile Ölüdeniz Fayı Kahramanmaraş ovasında bir araya gelmektedir. Bu konuda bir başka bilinmesi gereken gerçek ise şudur; Kahramanmaraş ve civarından geçen Gölbaşı-Türkoğlu fay diye bilinen fay parçası yaklaşık 90 kilometrelik uzunluğuyla her zaman büyük bir deprem üretecek yapıda bulunmaktadır. Tüm bu gerçekler bilinmesine rağmen uygun adımlar atıldı mı, gereken önlemler alındı mı?

Ne yazıktır ki, HAYIR!..

Yine tarih kitaplarının tozlu yapraklarını açıp bakarsanız eğer, çok eskiye gitmeye gerek yoktur; Geçen yüzyıl yani yirminci yüzyılda, bugünkü deprem bölgesi Kahramanmaraş civarında 1900’lü yıllarda, 1901 yılında Ekinözü ilçesinde depremi, 1908 yılında Nurhak ilçesinde depremi, 1961 yılında il merkezinde, 1996 yılında Andırın ilçesinde depremler yaşandı. Yirmi birinci yüzyıla girince bu depremler bitmedi elbette. 2012 yılında Andırın ilçesinde yine 2012 yılında Pazarcık ilçesinde depremler yaşanageldi. Özetlersek bu bölgenin bulunduğu jeolojik koşulları nedeniyle geçmişten günümüze hasar yapıcı depremler ürettiği de bilinen gerçektir aslında..

Tarih kitaplarından bu gerçekleri okuyup öğrendikten sonra isterseniz açın bakın haritalara, Doğu Anadolu fay hattında Kahramanmaraş, Elazığ, Bingöl, Osmaniye, Hatay’da geçmişten günümüze ne depremler yaşanmıştır, görebilirsiniz..

Yahu Allah aşkına!.

Kuşkusuz sizlerde anımsayacaksınız,  binlerce, milyonlarca kez uyarılar yapıldı, yazıldı, çizildi, anlatılmadı mı?..

 Bu bölgenin son dönemlerde meydana gelen depremlerden daha büyük depremlere gebe olduğu, elbette anlatıldı, söylendi, durdu!..

Ama nafile, kim umursadı, kimler gereken önlemleri aldı? Hiç kimse!..

Hemen herkes aymazlık içinde adeta kulağının üstüne yattı, kimse umursamadı!.

İşte o yüzdendir ki, yaşamın içinde depremler asla bir sürpriz değildir, tesadüf hiç değildir!..