Kurtuluş yılları asrın başında,

Yine eleyledi bu asil millet,

Ağası beyi köylü çiftçisi

Omuz omuzaydı, milis efesi

Tırnaklarımızla mevziler kazdık

Biz nice nice destanlar yazdık

Yedi düvel bilir; gücünü tanır

Beş kıtada at koşturdu neferi

İlmi iradeyle, sabır nimeti

İşte böyle kurduk Cumhuriyeti

 

Tam rahata erdik, düzlüğe çıktık

Derken, ülkemizde huzur var dedik

Teknoloji, uygarlık, yıldırım hızı

Uzaya uydular Türksat gönderdik                                                                                                 

Fabrikalar kurduk, limanlar açtık

Çeliğe su verdik, maden erittik

Beş on milyonken, altmışı aştık

Nice kentler kurup sahile taştık

 

Büyüdük büyüdük akıllara ziyan

Ülkemize nazar değene kadar

Ağustos ortası, asrın da sonu

Takdiri ilahi bu kader oyunu

Tahta bir masaya vurdu yumruğu

Sarsıldı silkindi, çoğu devrildi

Sanki dama taşı deprem evleri

Herkesin gözdesi, gerdan incisi

Yerle bir oldu, körfez bölgesi

Sanayi sallandı, fabrika durdu

Ölüm sessizliği, herkes uykuda

Felaket çanları insan çığlığı

 

Analar ağladı, yürekler yandı

Kurtar, kurtar diye yalvarıyordu,

Dünya milletleri, hep kardeş oldu

Omuz omuza yaralar sardı

Ulusça ağladık, acılar gördük

Toprağın bağrına, şehitler verdik.

 

İnsanlar üzgün, insanlar şaşkın

Albümden kopmuş, kırılmış resim

Yarıldı gökyüzü, yağmur başladı

Çadırlar kuruldu, aşlar kaynadı

Böyle bir milleti olan, bir ulus

Tek yürek sanki, sıkılmış yumruk

Acılar, tarifsiz kor gibi kalır

Zaman kayıp olur, yara sarılır

Ne kadar yazsan da ne gelir elden

Dönmüyor ki, fani oldu gidenler

İşte bu acıların tarlası, ülkem

Yüzyılın sonunda, vururken DEPREM!

 

 

                                            

 

                                                                                               Öz Ali YILMAZ