DEMOKRASİ Mİ? OHLOKRASİ Mİ?
Demokrasi’nin ne olduğunu ne anlama geldiğini hemen herkes bilmektedir. Ama Ohlokrasi ne demektir, ne anlama gelmektedir?.
İşte şimdi önce sizlere Ohlokrasi nedir, onu anlatmaya çalışacağım; Ohlokrasi; Yunanca: okhlokratía, Latince: ochlocratia, ‘bilgisi ve yetkinliği olmayan geniş insan kitleleri ya da yığışımları tarafından desteklenen popülist siyasetçilerin devlet yönetiminde mutlak güç elde etmesiyle oluşan bir yönetim şeklidir.’
Ohlokrasi; genellikle uzun ve geniş bir dönem içinde, kendiliğinden oluşur. Genellikle nüfus artışı gibi durumlar sonunda, bir ülkenin eğitim düzeyinin ve entelektüel bilgi birikiminin geniş kitleleri kapsayacak şekilde düşmesi ya da bu entelektüel birikimin olması gerektiği oranda artmaması sonucunda; halkın popülist söylemlere ve etik dışı yöntemlere sahip yöneticileri devlet yönetimine getirmesi sonucu ortaya çıkar. Ohlokrasi, “halk yönetimi anlamında” demokrasi ile eşanlamlı değildir. Halk ‘demos’ kavramı yerine aşağılayıcı bir anlamda kalabalık ‘ohlo’ terimi kullanılır. Yönetim, kalabalığı yönlendirebilir ya da güdülebilir bir kitle haline getirebilir. Daha sonra, genellikle demagoji ya da popülizmin yağlayıp kışkırttığı bu efsunlanmış kalabalık yani ‘yığışım’ iflah olmaz bir toplumsal ve siyasal fenomen ‘olumsuz’ biçimiyle ortaya çıkar. O zaman insanlar, zırnık kadar demokrasi kokan, rasyonalite bulaşığı, akıl, akılcılık oranı iç güveyinden hallice ve siyasi etik bakımından gevşek hükümetleri bile mumla arar duruma gelirler. Antik Yunan filozofu Polibios’un ‘Historíai’ kitabında ‘Poleis Çağı’ olarak belirttiği ve antik Yunan’daki örnekleri üzerinden anlattığı bir devinimsel döngü sonucu ortaya çıkar. Buna göre; monarşi, egemen yönetimi güçle zehirleyip çirkinleştirir ve tiranizme yol açar. Tiranlara ise toplumun en güçlü ve zenginleri başkaldırır, bütün kesimlerden destek alarak aristokratik bir yönetim başlatır. Aristokratlar ise zaman içerisinde kendi içerisinde elenir ve içlerindeki en zenginler yönetimi ele alınca da ‘oligarşi’ başlar. Gücün çok sınırlı bir kesimin elinde toplanmasına isyan eden kitleler ‘eğer becerebilirler ise’ demokratik cumhuriyeti oluşturur ve bu demokratik yapı da zaman içerisinde eğitimsizlik ve niteliksizlik nedeniyle ohlokrasiye dönüşür. Yunan ohlokrasiyası: ohlos, ‘kalabalık’ ve kratos, ‘Güç’ ten ödünç alınmıştır. Bilinçlenip halk olamamış bir kalabalığın ya da dejenere olup yozlaşmış, soysuzlaşmış halkın egemenliği ohlokratik bir hükümetle sonuçlanır. Özellikle Fransızca sözlüklerde uzun süre yer alan bu sözcük, 19. yüzyılın sonundan bu yana siyasi sözlükten kaybolmuştu; 1932’den beri Fransız Akademisi sözlüğünde yer almıyordu. Ancak 2018 yılından itibaren ‘Sarı Yelekliler’ hareketiyle birlikte medyada yeniden gündeme gelmiştir. Bu-ayrıntı da mutlaka tarih içinde araştırılması gereken başka bir durumdur. Ohlokrasi ile ilgili bu geniş açıklama ve tanımlamaları yaptıktan sonra gelelim konumuza ve konuya ilişkin sorularımıza yanıt bulmaya..
Soru bir; AKP iktidarı ohlokratik bir yönetim olarak tanımlanabilir mi? Demokrasinin kaynağı olan üç erk yani ‘yasama, yürütme, yargı’ ortadan kalkıp bütün güçler tek adamın elinde toplandığına, ülkenin temel eğitim sistemi yap-boz tahtasına çevrilip yani ilk, orta ve yüksek öğretim bir bakıma yerle bir edildiğine, ekonominin evrensel ve bilimsel verilere uygun olarak yönetilmediğine, liyakatin yerine emredici Meritokrasi denilen kavramın adam kayırmacılığına dönüştüğü, devlet yönetiminde dinsel öğretilerin ve prensiplerin egemen olduğuna, başta doktorlar, eğitimli insanlar öldürüldüğüne göre, AKP yönetimi en azından 2018’den bu yana mafya soslu bir Ohlokratik rejimidir, diyebilir miyiz? Bence ‘bal gibi’ diyebiliriz..
Çünkü; Eksikleri ve yanlışları çok olmasına rağmen ülkedeki demokrasinin bir anlamda ‘İMAMOKRASİ’ye dönüştüğüne göre, cehalet her alanda diktatoryasını oluşturduğuna göre; Kuran-ı Kerim’de yer alan Bakara Suresi, 67. ayetteki “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” hükmünü yok sayıp cehalete sığınıp onu yüceltenleri yüceltildiği bir sistemin egemen olduğuna göre, bana daha ne demek Allah aşkına!..
Ünlü Fransız düşünür ve yazar Victor Hugo tam da bu konuya vurgu yapar biçimde şunu söylemiştir; “Ayaktakımı sadece isyan çıkarır ama halk devrim yapar!” Demokrasilerde halk yani ‘demos’ hükümetleri denetler ve yönlendirir. Ohlokrasi yönetimlerinde ise kalabalık, yığışım yani ‘ohlo’ diye tanımlanan cahil kitleler hükümetin oyuncağı haline gelir, getirilir. Bu tarz yönetimlere Milat’tan öncesi dönemlerden beri ‘çete yönetimleri’ veya ‘eşkıya düzeni’ denmektedir!..
Yorum yapın