Balıkesir’in nefes noktaları az.
Olanlara da bak-a-mıyoruz.
Önce Atatürk Parkı’ndan, Çamlık’tan ve hatta Avlu’dan bahsedelim mi az da olsa…
Yapılan düzenlemeler sebebiyle eskiden gelen miras; Atatürk Parkı ve Çamlık’ın eski yeşil dokusundan eser kalmadı ama yine de olanı korumak, bakmak ve mümkün mertebe yeşilden ayırmamak gerekmez mi?.
Geçenlerde sadece ve sadece iki kelime yazdık “Çamlık kurudu” diye.
Ne algı yönetimi yapmadığımız kaldı, ne de zihniyetimizin köreldiği…
Oysa…
Her konuyu siyasete endeksleyen bir yapıya dönüştüğümüz için bu iki kelimenin siyasi bir tarafının olmadığını bile idrak edemez seviyeye geldik.
“Çamlık kurudu” demek ne Ahmet Akın’ı yermektir, ne Yücel Yılmaz’ı övmek.
Tespiti, bize gönderilen fotoğrafları, kendi gözlemimizi, vatandaş şikayetlerindi harmanlayıp detaya girmeden “Çamlık kurudu “dedik; vay sen misin böyle diyen.
Muhatap elbette bugün koltuk sahibi olan yönetimdir, partisinin bir önemi yoktur, zaten seçim sonrası belediyelerin parti rozeti çıkarması asli şarttır.
Yani bugün BBB’ni kim yönetiyorsa, sorumlular kimse; muhatap da doğal olarak onlardır.
Çünkü bu tespit bugün yapılmaktadır ve Yücel Yılmaz döneminde yapılmış olan hata veya eksikliğin muhatabı artık Ahmet Akın ve yeni yönetimdir.
İdarelerde süreklilik vardır.
Koltuklar değişir ama yapılması gereken işler yapılmaya devam edilmelidir.
Çamlık kuruduysa, bakım zayıflamışsa bugünün yönetimi Çamlığa daha çok özen göstermeli, daha çok sahip çıkmalı ve yeşil dokuyu muhafaza ederek yıpranmasını engellemeli ve hatta yeşili artırmaya çalışmalıdır.
Aynı husus Atatürk Parkı için de geçerli. 
Atatürk Parkı’nda da çocukluğumuza göre yeşil doku çok daha yoğundu, şimdi orda da eski doku yok.
Yine de şehrin nefes alma noktaları açısından buralara gözbebeğimiz gibi bakılmalı değil mi, aksini düşünen ve savunan olabilir mi?..
Yeşile hasret merkezlerde Atatürk Parkı’nı çok daha güzel hale getirmek ve yeşil tabloyu artırmak mümkün olamaz mı; bunun da değerlendirilmesi gerekiyor.
Keza Avlu.
Tee yapılırken kim bilir kaç kez dedik, yazın oranın kavrulacağını, kışın donduracağını… O yüzden de çok ağaçlandırma yapılmasını temenni ettik, istedik, vatandaşın sesini aktardık…
Ne kadar yeşil var Avlu’da?
Kuru ve çıplak; güneşin altında kavrulan bir tablo yok mu orada?... Avlu’nun uygun alanlarında daha çok ağaçlandırma çalışması ama öyle 100 yılda büyüyecek değil, çabuk büyüyen ağaçlar, söğüt, leylandi, çınar, akasya, gladiçya, çam, iğde, erguvan, kavak gibileriyle takviye yapılamaz mı?
Gerçekten Avlu’nun bu çıplak görüntüsü tuhaf ve çirkin kaçmıyor mu?
Gelelim Değirmen Boğazı’na…
Yine bize iletilenlerden aktarıyoruz önce…
Okurlarımızın pek çoğundan aynı mesajları aldık; birkaçını aktarıyoruz:
“Değirmen Boğazı ağaçları SOS veriyor”
“Bir sürü kuruyan, devrilen selvi ve çam ağaçları var; ayıklanıp temizlenmesi lazım. Çok kuru ağaç var ve ormanımızın hali içler acısı durumda.  Yetkilileri göreve davet ediyoruz”
“Bursa yolundan geçerken bile iç ve dış manzara iç açıcı değil, Orman yetkililerinin acilen Değirmen Boğazı’na el atması gerek ve temizlik için çalışmaya başlamaları gerek.”
Değirmen Boğazı Tabiat Parkı.
Her ne kadar kirletmeye doyamasak da orayı da…
Balıkesir’in nefes alanı, doğa yürüyüşü parkuru, en güzel, en büyük ormanlık bölgesi.
Sahip çıkarsak yaşar, unutursak yok olur gider…
Bir de girişte bilet kesiliyor ya…O zaman çok çok daha bakmak gerekmez mi oraya?...
Yani anlayacağınız…. 
Vatandaş gördüğünü aktarıyor içi sızlayarak.
O yüzden; Orman İdaresi ve BBB…
Vatandaştan gelen bu “acil” çağrı sizlere.